Bir muhalifi saf dışı etmek istiyorsanız…
Siyasal Bilgiler’de bayağı bir hukuk dersi aldık. Tabii bir hukukçu kadar değil ama az çok hukuk bilirim. En azından “hukuk okur-yazarı” sayılırım. Alanında kürsü başkanı ve dekanlık da yapan “hukuk bilgini” düzeyinde hocalarım da oldu. Bu alanda öğrendiğim “hukukun alfabesi” diyebileceğim düstur şuydu: “Adaletin tecellisi için hukuk, ‘ucuz, çabuk ve erişilebilir’ olmalıdır.”
Bugünün bazı davalarına bakıyorum; yıllar sürüyor. Adalet çabuk tecelli etmiyor. O zaman da ucuz olmuyor, tersine çok pahalı oluyor. Haliyle adalete erişmek de uzuyor, uzuyor, zorlaşıyor… Kısacası, adalet, “adalet” olmaktan neredeyse çıkıyor! Hatta bu yüzden alacak-verecek vb.davalarda mafya devreye giriyor! Adalet maalesef devre dışı kalıyor.
Günümüzdeki yasalara göre “tutuklama” çok zorunlu ve gerekli durumlarda başvurulan bir önlem. Artık adli kontrol, ev hapsi, yurt dışına çıkış yasağı vb. önlemler söz konusu. Fakat gelin görünki tutuklama özellikle siyaset eksenindeki davalarda gırla gidiyor. Adeta vakayi adiyeden.
Güncel olan ve henüz mahkemece kabul edilmese de ortaya saçılan İBB ile ilgili iddianamede adı geçenlerin büyük çoğunluğu tutuklu. İlginç oladolayı n İBB Başkanı ve CHP’nin resmi cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu onun üzerinde dosyadan soruşturuluyor ve yargılanıyor. Adeta birinden olmazsa öbüründen dolayı siyasi yasaklı hale gelmesi isteniyor! Son tutuklama konusu olan ‘casusluk’ da bu kabilden geliyor bana. Bir tür “yedekleme” demek mümkün belki…
UYSA DA UYMASA DA…
Tutuklama gerekçesi olan “siyasi casusluk” suçu TCK’nın 328. Madde-1.Fıkra’sında şöyle tanımlanıyor:
“Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından, niteliği itibarıyla, gizli kalması gereken bilgileri, siyasal veya askeri casusluk maksadıyla temin eden kimseye on beş yıldan yirmi yıla kadar hapis cezası verilir.”
Neymiş? İstanbullların verileri bir yerlere verilmiş… Oysa o veriler o kadar çok yerde var ki… Zaten faş olmuş durumda. Örneğin bendeniz ilişkim olmayan pek çok yerden aranıyorum. Herşeyimi biliyorlar! Zaten sosyal medyam da ortada, bendenizin attığı her adım orada duruyor. Peki Ekrem İmamoğlu, Necati Özkan ve Merdan Yanardağ’a yapılan ‘casusluk! suçlaması TCK’daki tanıma uyuyor mu? Kuşkusuz uymuyor ama yine de insanlar kendilerine tebelleş olan bir martavalcı yüzünden ‘casuslukla’ suçlanabiliyor. Denir ya hani, “uysa da, uymasa da”…
Daha önce de yazdım, valla bu ‘casusluk’ davasından bizim Ahmet Ümit absürd bir roman çıkarabilir (Bu arada Bedri Baykam da benden sonra aynı metaforu kullanmış, fark ettim).
İMAMOĞLU’NUN ‘BÜYÜK KABAHATİ’!
İmamoğlu’nun büyük bir kabahati var!.. Sen misin “değişim” diyerek yola çıkıp Özgür Özel ile işbirliği yaparak, parti içinde ittifak kurarak CHP 38. Olağan Kurultayı’nda........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Gideon Levy
Sabine Sterk
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein