Nazım Hikmet Bugünün de şairidir II*: …Ve Karayılan’ın hikayesi
“Nazım hikmet, daha uzun yaşasaydı, bugünleri de anlatsaydı diyebileceğim fazla bir şey yok.” Zaten anlatmış.
Misal: Karayılan’ın hikayesi
Kuvayı Milliye destanı, “Onlar” isimli şiirinden sonra “1. Bab Yıl 1918-1919 Karayılan’nın Hikayesi” ile başlar.
İstanbul, İzmir, Manisa, Menemen, Aydın, Akhisar… Adana, Antep, Urfa, Maraş… Memleket işgal altındadır.
“(…) Yaralıydı, yorgundu, fakirdi millet,
En azılı düvellerle dövüşüyordu fakat,
dövüşüyordu, köle olmamak için iki kat,
iki kat soyulmamak için.”
“(...) ve istiklali yakıp yıktıkça düşman
Dağa çıktı mavzerini, nacağını, çiftesini kapan
Ve çığ gibi çoğaldı çeteler”
“(…) Ateşi ve ihaneti gördük.
Dayandık,
dayandık her yanda,
dayandık İzmir’de, Aydın’da,
Adana’da dayandık,
Dayandık, Urfa’da Maraş’ta, Antep’te”
Karayılan, karayılan olmadan önce, Antep köylüklerinde ırgattır. “Yaşıyordu bir tarla sıçanı gibi/ ve korkaktı bir tarla sıçanı kadar.” Düşman Antep’e girince, Antepliler onu saklandığı fıstık ağacın indirir, altına bir at çekip eline de bir mavzer verirler.
Düşman tepeleri tutmuş, Antepliler, düz ovada sıkışmıştır. Topçu ateşi altındadırlar. Karayılan, Karayılan olmazdan önce, bir gül fidanını kendine siper yapmış, namluya tek fişek sürmeden yüzü koyun yatmaktadır.
Antepliler yiğit kişilerdir, lakin düşmanın topu vardır. Antepliler ovayı düşmana terk etmek........
© Muhalif
