Reykjavik’ten Alaska’ya
Uzunca bir aradan sonra, merhaba, diyelim. Açık söylemek gerekirse Ağustos’un bunaltıcı sıcaklarının üstüne bir de iç siyasetin fokur fokur kaynayan kazanı yazı yazma isteğimi aldı, götürdü. Neyse ki havalar az da olsa serinledi; siyaset kazanının içindeki su da kaynaya kaynaya artık iyice buharlaşıp bir parmak kalmış gibi görünüyor.
Gelelim konumuza...Neden mi Reykjavik’ten Alaska’ya başlığını attım? Şundan: İzlanda’nın başkenti Reykjavik’te 39 yıl önce, dünyada yeni bir düzenin kurulmasının yol taşlarını döşeyen zirve toplantısı aklıma geldi. Zirve, dönemin ABD Başkanı Ronald Reagan’la Sovyetler Birliği’nin son lideri Mihail Gorbaçov arasında, orta menzilli nükleer füzelerin sayılarının karşılıklı ve dengeli olarak azaltılması ve belki de topyekun bir nükleer silahsızlanma anlaşmasına varılması için düzenlenmişti.
Zirve karşılıklı silah dengesinin sağlanması ya da topyekun nükleer silahsızlanma anlaşmasına varılmasıyla sonuçlanmadı, ancak Doğu ve Batı blokları arasında, İkinci Dünya Savaşı’nın bitiminden beri süregelen Soğuk Savaş’ın sona erdirilmesinin önünü açtı. Dönemin Sovyet lideri Gorbaçov, ülkesinin rejiminin tıkandığını görerek Glasnost (şeffaflık) ve perestroyka (ekonomik ve siyasal reform) ilkelerine dayalı yeni bir program geliştirmeyi hedeflemesine rağmen başarıya ulaşamayacak, ülkesinin dağılmasının önüne........
© Muhalif
