menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

POLVO'nun çocukluk düşleri

27 0
20.04.2024

Bazı yaratım gücüne sahip kişiler / sanatçı olarak adlandırılmakta olan, yaptıkları ya da ürettikleri eserler üzerinde, kenara geçer onlarda yeni keşif, görüş ve merak uyandıracak diğerlerinin gözlemlerini izlerler.

Çağdaş Sanatçı olarak POLVO’da bunu görmek imkansız. Elektriği, sık sık kesilen, kaldırımları ve trafiği İstanbul’dan hakkını yeterince almış, Teşvikiye’de, ilkini basın ön gösterim (malumunuz esas alanım sinema eleştirmenliği) nedeni ile katılamadığım güzel eserlerine bu kez bulunmak nail oldu. İyi ki de oldu, henüz lisede yetenekli öğrencilerin parlamasında; bir öğretici abla-ağabey olarak tıpkı Ülkü Ayvaz ağabeyimden aldığım el gibi önceliğim kendi lisem sonrası Vatan Anadolu Lisesinde okumakta olan ve birlikte başarılara imza attığımız oldukça renkli ve yetenekli Deniz Ceylan ile tam 11 yıl sonra karşılaştık. O dizi - film, reklam, müzik, senaryo ve dublaj alanında çalışmalarını sürdürüyor. Artık lise öğrencisi değil bir Yönetmen. Meğerse Polvo’nun daha önce yaptığı iş reklam sektöründen karşılaşıyor ve çalışmışlıkları varmış.

Elektrikler’in kesildiği ve “ne yapsak” diye düşündüklerinin peşi sıra, ilk giren ve bayağı erken gelen ziyaretçi olarak hem daha fazla sohbet edebilme imkanı bulabildim. Hem bu eserlerin sürecini ve yapı taşını oluşturan, hepimizin özü-çocukluğumuz ve bir kitabın bu ortamı oluşturmasındaki etkene gelebildik.

Neyse ki benimle gelen elektrikler, ilerleyen saatlerde tekrar kesilse de biz Polvo ile oldukça geniş kapsamlı bir sohbet gerçekleştirdik.

Enerjisi yüksek, samimi, mütevazi, beni İzmir-Karşıyaka sahil ve dondurmacısına götüren hikayede, serginin ana başlığını oluşturan –Why So? Childhood Memories- başlığı altında; soru sormaya erken başlayan, henüz çocuk yaşlarda, Mılan Kundera’nın “Var olmanın dayanılmaz hafifliği ”ni okumakla kalmayıp, benim bugünlerimin temeli edebiyata duyduğum tutkudur, derken aslında siyaset bilimi, sosyoloji ve felsefe ile genç yaşını çok erken harmanlamış. O yüzden ilk başta bahsettiğim ne bir üstencilik, ne de ego taşması var. Hatta “Evet, elbette eserlerim beğenilsin istiyorum. Sanat severlerin görüşleri elbette önemli ama illâ da beğenilsin ya da kaç kişi beğendi kaygısı taşımıyorum. Kalıplar üzerinden ilerlemeyi sevmiyorum” diyor ve ben ekliyorum, o zaman kitap okumak sizi siz yaptı ve keşfetme........

© Muhalif


Get it on Google Play