Öz’e sadık kalmak!
ÖZ, çok kıymetlidir. Bir birey, özüne sahip oldu mu her şey değişir. Tabii önce öz’ü iyi bilmek gerekir. Bilmeden, önce anlamak gerekir.
Anlamak, içinde bir terbiye, usul, seviye gerekir.
Her şeyi en ince ayrıntısına kadar düşünen, Mareşal Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK, kendi özünü oluşturduğu yani evladı Türkiye Cumhuriyetinin damarını o kadar iyi okumuştur ki. Hangi ahval ve şerait içinde (20 Ekim 1927 /Gençliğe Hitabe –Büyük Nutuk okumasının sonu-Cumhuriyet Halk Fırkasının İkinci Büyük Kongresinde okumuştur)
Atatürk’ü anlamak demek, önce özünü ve ne demek istediğini, kısa ve adeta şifre gibi açıklamalarını, tam da yerli yerinde. Bir orkestranın tam zamanında basacağı notalar dizini gibi dizmiş olmasında sakladığını, görebilmekte yatar.
Özüne sadık olmak, dediğim gibi önce onu iyi “anlayabilmekten geçer.
Başöğretmen Atatürk’ün sınavlarının hepsinin içinde cevaplar zaten hazırdır. Dolayısı ile bir kez anlayıp, okumaya başladığınızda, hayatın esasında ne kadar güzel olduğunu görürsünüz.
Hemen makalenin baş kısmına doğru dönersek; Tarihini bilmeyen uluslar yok olmaya mahkûmdur, sözünde olduğu gibi Tarih, bir milletin kimliğidir.
Siz, tarihinizin nasıl yazıldığını unutur, unutturmaya çalışanlara karşı; yeterli bilgi ve donanımınız yani eksik özünüz ile durursanız.
O zaman ne verilirse, kabul etmekten başka alternatifiniz olmayacaktır.
Oysa ki herkese nasip olmayan, böyle şanlı tarihler pek çok şeyi gururla hatırlayacak ve yâd edecek vasıfta hazırlanmıştır. Yüksek dehanın ilmek ilmek, kendinden ve yavaş yavaş en uca, isimsiz nice kahramanın adı ile yazılmış zaferin bir vefası vardır. O da yine özündedir.
Dünya en uzun gün 21 Haziran’ı kutlaya dursun. Ondan önce yine davranan bir deha var. Başöğretmen; bundan tam DOKSAN BİR YIL önce, 19 Haziran gecesi, dönemin İran Şahı onuruna “Kardeşlik Operası” ÖZ-SOY’u, Adnan Saygun’a besteletir ve o gece olur.
KURT VE ASLAN KARDEŞLİĞİ
Adeta bir Yunan Mitolojisi gibi Kurt ve Aslan, böylesi bir yıkım, yokluk, bitmek tükenmek bilmeyen........
© Muhalif
