İsmi var, cismi yok!
ABD Başkanı Trump’ın İsrail-Hamas savaşını durdurmaya yönelik ve taraflarca kabul edildiği ileri sürülen 20 maddelik Barış Planı 13 Ekim’de Mısır’da gösterişli bir toplantıyla dünya kamuoyuna açıklandı. Öncelikli hedef kalıcı bir ateşkes sağlanmasıydı. Ancak esir ve cenaze değişiminde aksayarak da olsa atılan karşılıklı adımlar ateşi durdurmaya yetmedi. Plan sahibi Trump, İsrail'e “dur” demiyor; ABD Dışişleri Bakanı Rubio da ateşkese taraflarca hala uyulduğunu dahi iddia edebiliyor.
Mısır’daki toplantıya, Trump, Mısır ve Katar devlet başkanlarıyla birlikte Cumhurbaşkanı Erdoğan da masada ön sırada yer alarak katıldı. Bu ayrıcalık herhalde AKP’nin Hamas’la yıllardır süregelen yakın ilişkisi ve yürüttüğü temasların karşılığı olarak tanındı ve bir bakıma Hamas’ın hamiliğine işaret etti.
Türkiye’nin Gazze’deki çatışmaların durdurulması ve can kayıplarının önlenmesi konularında temas, girişim ve katkıda bulunması kuşkusuz yerinde ve doğru bir hareket tarzıdır. Ancak, muhtemelen iç politika mülahazalarıyla, Mısır toplantısına Netanyahu’nun katılmasını veto etmek yanlış olmuştur. Zira Türkiye’nin (ve Irak’ın) vetosu aslında İsrail’in işine gelmiştir. Bu nasıl bir barış planı, nasıl bir ateşkes anlaşmasıdır ki, savaşın sorumlularından biri olan İsrail masada değildir. İsrail çeşitli bahanelerle Gazze’de katliamına devam etmektedir. Hamas da eriyen gücü oranında karşılık vermeye çalışmaktadır. Sahadaki eylemleriyle İsrail, Trump’ın barış planını hiçe saymaktadır. Dolayısıyla, ortada ne inandırıcı bir ateşkes var, ne de barışa doğru atılan somut bir adım! İsmi var olan, ancak........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Sabine Sterk
Ellen Ginsberg Simon
Mark Travers Ph.d