menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Sex, seks ve gene seks mi?...

17 30
wednesday

-Hayatın özü seks mi acaba?

Sevabı da günahı da söyleyenlerin ve yazanların boynuna, uzmanlar dünyadaki en iyi ilacın, iğnenin, ameliyatın ve terapinin seks olduğunu dile getiriyorlar...

Terimi ve soruyu Kaptan’dan (Atilla İLHAN’dan) ödünç alarak soralım: "Hangi Seks?"

***

Nisan ayında tam üç günlük bir WORKSHOP’a katıldım. Katılımcıların dörtte biri psikiyatr, dörtte biri klinik psikolog/psikolog, dörtte biri seks-surogat ve dörte biri psikiytrinin ve/veya psikolojinin alt dallarında meslek icra eden uzmanlardı...

Psikiyatr olan uzmanlar hem tıp ve bunun üstüne uygulamalı terapi öğrenimi alarak uzmanlaştıkları için söylediklerinin ağırlığı bir başkaydı. Klinik psikologlar/psikologlar üniversite öğrenimlerinden ve deneyimlerinden hareketle ilginç şeyler söylediler...

En ilginç konuları dile getirenler ise seks-surogotlar idi. Bu grup birkaç psikiyatr ve çoğunlukla klinik psikologlardan/psikologlardan oluşuyordu. Bu mesleği icra eden uzmanlar uygulamalı seks terapisi yapıyorlar. Anlattıkları kişiler ve olaylar çok ama çok enteresandı... Bu terapi türü çok pahalı. Sağlık kasaları seks terapisi seanslarını ödemekte ince eleyip sıkı dokuyorlar... Bu alanın uzmanı az. Sıra bekleyenlerin listesi ise çok uzun...

***

1957 yılından itibaren Almanya’nın seçerek aldığı Türkler Alman sanayi ve ticaret dünyasında istihdam edildi... Bunların çoğunluğu sanat okulu mezunu ya da yetişmiş usta ve kalfalardı. Almanya kaynağı görmüştü.

1961 yılında "İşgücü Antlaşması" yapıldı iki ülke arasında. Genç ve sağlıklı bireyler alınıyor ve Almanya‘da istihdam ediliyordu…

Anadolu insanı işin açığını görmekte gecikmemişti… Gelsin ‘aile birleşimi’, ‘ithal damat’lar ve ‘ithal gelin’ler… Durumun vahametini gören ve Almanya‘daki Türklerin sayısının tehlikeli olduğunu sezen Almanya Türkiye‘den işgücü almayı eylül 1973 tarihinde durdurdu. Durdurdu durdurmasına da, Türkiye‘den Almanya‘ya göçü durduramadı…

Anadolu insanı çok uyanıktı, şeytandı ve de yaratıcıydı… 1980‘li yıllarda ‘sığınmacı‘ seli başladı… ‘aile birleşimi‘ ve ‘anlaşmalı evlilik‘ler çoğaldı… Bunu gören Almanya 1982-1984 arasında Türklere "Geri Dönüş Pirimi" vererek birkaç yüzbin Türkü geri gönderdi… Bu ailelerin çocuklarından yaklaşık 400 kadarı intihar etti… Ama Almanya‘daki Türk kökenlilerin sayısı artmaya devam etti…

Sadece nüfus artmıyordu, Türk kökenli göçmenlerin sorunları da artıyordu… İşsizlik, sağlık sorunları, eğitim sorunları, uyuşturucu kullanmı vs. vs.

Bu satırların yazarı, bu zor ortamda, Alman "Arbeitsamt"ının da (İş ve İşçi Bulma Kurumu‘nun da) maddi desteğini alarak iki meslek öğrenimini tamamladı: "Familientherapie" (Aile Terapisi) ve "Gesprächstherapie" (Konuşma Terapisi). Hedef özellikle Türk kökenli ailelerin sorunlarının çözüm sürecinde yer almaktı… Emekçilerin ve onların aile bireylerinin........

© Muhalif