menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Lozanlılaştıramadıklarımızdan mısınız?

10 3
18.05.2025

Can Baydarol

Bazen yazmak içinizden gelmiyor. Bazen de çevresel koşullar, kendinize bağlı süreçler yazmanın önündeki engelleri oluşturuyor.

Son haftada yaşadıklarımız, olanı biteni yeterince anlayamamış olmaktan yazımı kaleme almamın önündeki en büyük engeldi. Hoş, hala her şeyi anlayabilmiş miyim, emin değilim. Pek çok kişinin de anladığını sanmıyorum. Sadece Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ın “Devlet Bey ile ben ne yaptığımızı çok iyi biliyoruz, bize güvenin!” sözüne güvenmek istiyorum ama bütün Türk vatandaşlarının olduğu gibi benim de aklıma takılan şüphelerin olduğunu gizleyemem. Bu noktada kendimi diğer ırklardan nefret eden bir milliyetçi olarak değil, ülkesini ve bütün insanlarını seven bir yurtsever olarak tanımlamaya çalıştığımı ve Lozancı olduğumu da belirteyim.

PKK’nın silah bırakmasını beraberinde getirmesi beklenen süreç, Kandil’den gelen bir barış güvercini edası ile başlamadı. Yazılı açıklamada yer verilen Lozan referansı, Kürt soykırımı açıklamaları, adeta Türkiye ile sürdürülen savaştan galip çıktık havaları, “bu adamların niyeti silahı bırak, savaşa başka yollarla devam et!” sorgulamasına yol açtı. Anladığımız PKK aslında Lozan barış antlaşmasına karşı kurulmuş bir örgütmüş. Bütün uğraşlara karşı Kandil Lozan barış antlaşmasına karşı savaşmış ve farklı yollardan savaşmaya devam edecek algısı ortaya çıktı.

Peki bu genellemeyi bütün Kürt asıllı vatandaşlarımız için yapabilir miyiz? Sanmıyorum. Özellikle İstanbul’un en büyük Kürt şehri olduğu gerçeği altında, makul ve huzuru yerinde hiçbir Kürt kökenli vatandaşımızın huzurlarını bozacak böyle bir kavgayı destekleyeceğini sanmıyorum.

Lozan’a bağlı söylemlerin perde arkasında........

© Muhalif