menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

ZARURAT-İ HAMSE

18 10
19.03.2025

“İstanbul’da kardinal külahı görmektense Osmanlı sarığı görmeyi tercih ederim.”

İstanbul’da bir papaz olan Grivas Notaras

Modern tasavvurun mekanik ve merhametsizce kurduğu dünya düzeninde, en büyük yalanlardan biri, “İnsan Hakları” yalanıdır. “İnsan Hakları” adı altında üretilen yalan, “Evrensel İnsan Hakları” olarak güya Batı tarafından formel bir kalıba sokulmuş ve yeryüzü insanlığına yutturulmaya çalışılmıştır. Ki, bu formülasyonun ne kadar büyük bir yalan olduğunu yaşadığımız çağda ve halen gözlerimizin önünde olup bitenden dolayı, etimizle kemiğimizle, ruhumuz ve bedenimizle iliklerimize kadar his ve nefret ediyoruz.

Bütün varlığını zulüm, kan, sömürü ve gözyaşı üzerine kuran barbar Batı ve küresel emperyalist abd, ürettikleri yalan söylemlerin ne kadar boş ve tarafgir olduğunu tüm dünya insanlığına gösterdi. Ve biz Müslümanlar, artık etimizle kemiğimizle, ruhumuz ve bedenimizle bu zalimlerden ve bu zalimlere sessiz kalan iktidar sahiplerinden daha çok nefret ediyoruz. Bugün Gazze’yi toptan bir soykırıma tabii tutan küresel emperyalistler ne kadar suçlu ise, onlara ses çıkarmayan, ordular sahibi iktidarlar da en az onlar kadar suçludur. Ve Mahkem-i Kübra’da iki elimiz hepsinin yakasındadır.

Onların hissesine, kahrolacakları bir hesap düşerken, bizlerin hissesine de kahredici bir çaresizlik düşüyor.

İslam Dini fert, toplum ve devlet kurgusunu, insanlık onurunu koruyacak beş temel esas üzerine kurmuştur. Bu beş temel esas, insanların iman edip etmemeleri, Müslüman ya da gayrimüslim olup olmamalarıyla alakalı değildir. Müslüman ya da gayrimüslim, bu beş fıtri hakkın sahibidir. Bunlar: Din........

© Mir'at Haber