menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Adil Bir Dünya Mümkündür – 4

9 0
23.12.2025

Adil Bir Dünya Mümkündür – 4

Aziz kardeşlerim,

Bir ülke geleceğini inşa etmek istiyorsa, yatırımlarını planlı ve stratejik yapmak zorundadır.

Ama bugün eğitimde, sağlıkta, bilimde yapılması gereken yatırımlar ya çok geç yapılıyor ya da hiç yapılmıyor.

Bu da en kıymetli kaynağımız olan beşerî sermayeyi zayıflatıyor, kalkınma umudunu tüketiyor.

Biz diyoruz ki:

📌 Beşeri sermayeye yatırım, eğitim ve sağlık yatırımı, bina değil medeniyet yatırımıdır.

📌 Yatırımlar verimli, adil ve toplumun tamamına hizmet edecek şekilde yönlendirilmelidir.

📌 Gerçek yatırımcı ile halk arasında doğrudan bağ kurulmalıdır.

Çünkü geleceği ancak bugünden inşa edenler yaşayabilir.

Aziz milletimiz,

Bir ekonomi sadece büyümekle değil, dengeli bir sektörel yapıyla güçlenir.

Ama Türkiye ekonomisi, yıllardır tarımı ihmal etmiş,

sanayiyi dışa bağımlı kılmış,

hizmetleri ise spekülasyona teslim etmiştir.

Biz diyoruz ki:

📌 Tarım, stratejik ve öncü sektör ilan edilmelidir.

📌 Sanayi, montaj değil, yüksek teknoloji ve yerli üretim odaklı kurgulanmalıdır.

📌 Hizmetler, halkın yaşam kalitesini artıran toplumsal bir değer alanı olarak yeniden yapılandırılmalıdır.

Çünkü kalkınma, ancak tarım, sanayi ve hizmet sektörünün uyumuyla mümkündür.

Böyle bir sistemi bütüncül oluşturamayınca, dünyanın en verimli tarım arazileri bir işe yaramıyor!

Organik üretim yapabilecek imkânlarımız var. Ama neticede ne oluyor? GDO’lu tohumlar, hormonlu ürünler, kimyasal ilaçlar, raf ömrü uzasın diye zehir katılan paketler…

Ve kaçınılmaz sonuç: Yaygınlaşan hastalıklar, artan kanser oranları, hızla bozulan bağışıklık sistemleri…

Üstüne üstlük suyumuz dahi ticarileştiriliyor. En temel hakkımız, pet şişelere hapsediliyor ve para ile satılıyor.

Bütün bunların neticesinde bir bakıyorsunuz, “ilaç sektörü” büyümüş! Çünkü hasta sürekli hasta kalmalı! Süreklilik arz eden hastalıklar, büyük sermaye gruplarının kâr hanesini kabartıyor. İnsan hayatı, rakamlarla ifade edilen birer meta haline getiriliyor.

Psikolojik sorunlar, sosyal baskılar, gençlerimizin uyuşturucu batağına itilmesi…

Hepsi aynı zincirin baklaları.

Peki, bütün bunları anlatabileceğimiz eğitim sistemimiz?

Orada da ne yazık ki ‘diploma güdümlü’ bir eğitim modeliyle hareket ediyoruz. Eğitilen de........

© Mir'at Haber