menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

ŞUURLU BİR HAYATI MI YAŞIYORUZ, YOKSA İRADE DIŞI YÖNLENDİRİLİYOR MUYUZ?

12 1
29.09.2025

İnsan, çok önemli ve mükemmel bir varlık. Fakat, onun önemi; kendine verilmiş nitelik, zeka, sorumluluk ve kabiliyetlerini iyi kullanabildiği ölçüdedir, Eğer bunları kullanamıyor ve birtakım otorite ve güçler tarafından kullandırılması engelleniyorsa, onun önemi ve mükemmelliği gerçekleşemiyor ve sıradan bir varlık durumuna inebiliyor.

İnsanın kendini tanıması ve karar vermesi:

İnsan, öncelikle aklı, dini ve sosyal özelliği sebebiyle sorumlu bir varlıktır. Sorumluluğunun manası, kendini bilerek ve çaba göstererek belli değer ve kurallara göre hayat sürmesi ve toplumu ile bu çerçevede ortak bir kaderi yaşayabilmesidir. Günümüz şartları içerisinde bu kavramlar ile insanlara baktığımızda, gerçekten akıl almaz bir sapma ve karşıdakini etkisi hale getirici çabalar içine girdiğine şahit oluyoruz.

Sorumluluk, önce ilahi; daha sonra da hukuki bir kavramdır. İlahi emirler, insanın; ahlaki bir şekilde yaşamasını öngörürken, ilahi bilgiye ait hukuk sistemleri insanların birbirlerinin haklarını çiğnememesini, eğer bunu yaparlarsa, hem dünyevi ve hem de ebedi bir cezaya muhatap olacağını bildirmektedir.. İlahi olmayan hukuk sistemleri ise, eğer başkasına zarar verilirse, bundan dolayı dünya hayatında ceza ile karşı karşıya kalınacağını belirtmektedir.

İlahi sistemlerin geçerli olduğu dönem ve coğrafyalarda, insanların daha tutarlı ve davranışlarını daha ölçülü bir hale getirdiğini görebiliyoruz. Çünkü hukuk da, öncelikle insanı iradesi ile başbaşa bırakan bir olaydır. Fakat, bu iradeyi, ahlaki değerler ile destekleyen İlahi hukuk sistemleri, toplumlarda daha etkin ve başarılı bir etki ortaya koymaktadır. Beşeri sistemler ise, hukuk kurallarını sadece “ceza merkezli” bir işleyişle sürdürmekte, fakat bu durum, büyük ölçüde........

© Mir'at Haber