menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

DİN İSTİSMARI VE DİNİ TAASSUP

20 28
25.04.2024

İslâm, Allah’ın insanlığa gönderdiği ilâhî mesajın adıdır. Her insan bu mesajı zihinsel kapasitesine, eğitim durumuna, sosyal ve kültürel aidiyetine, yorumlama ve anlama becerisine göre anlamak durumundadır. Bir diğer ifadeyle, din konusunda doğru bilgi sahibi olmak, Allah’ın her insan için gerekli kıldığı bir sorumluluktur.

Tarih boyunca dini doğru öğrenip yaşayanlar olduğu gibi, dini yanlış değerlendirip sapkınlığa varacak derecede istikametten uzaklaşanlar da olmuştur. Dinin doğru anlaşılmasını engelleyen etkenler arasında ideolojik, ekonomik ve siyasî çıkarlar önemli bir yer tutar. Din, aslından uzaklaşıp hurafeye büründüğü zaman sosyal barışı tehdit edici bir unsura dönüşmektedir. Özellikle dinî bilincin zayıfladığı dönemlerde kendi inancını başkalarına dayatma ya da dinî değerleri sosyal hayattan tamamen dışlama eğilimi görülmektedir. Bu durum dinin doğru anlaşılmasını zorlaştıracağı için dinde yozlaşma ve dinî gruplar arasında hoşgörüsüzlük kaçınılmaz hale gelmektedir. Din hakkındaki yorum farklılığından kaynaklanan gruplaşmalar, giderek İslâm kardeşliğini zedeleyici boyutlara ulaşmaktadır. Sosyal medyada din ile ilgili yapılan tartışmalar incelendiğinde, dini yanlış anlamadan kaynaklanan istismar ve taassubun ne derece tehlikeli bir boyuta ulaştığı anlaşılmaktadır.

Din istismarını, “bir kişi ya da grubun başkasının dini düşüncesini sömürmek, kötüye kullanmak, dine dair kavram ve değerler yoluyla insanları aldatıp maddi ve manevi çıkar sağlamak” şeklinde tanımlamak mümkündür. Kısacası istismar bir kişi ya da grubun kendi menfaati için dini kullanması demektir.

Dinin istismarından kaynaklanan yıkıcı faaliyetlere pek çok toplumda rastlamak mümkündür. Güney Amerika’da tarikat mensubu olduğu söylenen bir grubun toplu halde intihar etmesi; Japonya’da, Yüce Gerçek Tarikatı adlı dinî bir hareketin mensuplarının metro istasyonuna zehirli gaz atarak birçok insanın ölümüne neden olması; aralarında Türkiye’nin de bulunduğu dünyanın pek çok ülkesinde, din adına mücadele ettiğini söyleyen bazı grupların din ve hukuk dışı yöntemlere başvurma eğilimi göstermesi, din konusundaki istismara örnek gösterilebilir.

Din istismarına İslâm’ın ilk yıllarında da rastlamak mümkündür. Peygamber (sav) döneminde İslâm’ın hızla ilerleyişinden rahatsızlık duyan bazı münafıklar tarafından Medine Mescidine alternatif olarak bir mabet (Mescid-i Dırar) inşa edilmiş ve bu yolla Müslümanlar arasında fitne çıkartılmak istenmiştir. Kur’an-ı Kerim’de bu husus şöyle anlatılmaktadır: “Zararlı faaliyetlerde bulunmak, küfre yardım etmek, müminler arasına ayrılık sokmak amacıyla öteden beri Allah ve Resulüne karşı savaşanlara üs olsun diye mescit yapanlar var. Bunlar, ‘Bizim iyilikten başka hiçbir........

© Mir'at Haber


Get it on Google Play