SAVAŞ, ARZU EDİLMEZ AMA BAZAN ELZEMDİR
Putin, Ukrayna’ya savaş açtığında “Üçüncü dünya harbine mi gidiyoruz?” sorusu sorulmuştu. Şu günlerde İsrail-İran arasında cereyan eden ve yaşamayı çok seven ama başkasının kanını içmeyi hayat edinen vampir siyonist yahudileri sığınaklara tıkan karşılıklı füze atışlarının başlamasıyla aynı soru yine soruluyor.
Savaş konusunda, sevgili Peygamberimiz şöyle buyurur: “Ey insanlar! Düşmanla karşılaşmayı temenni etmeyin, Allah’tan afiyet dileyin. Fakat düşmanla karşılaşınca da sabredin ve bilin ki cennet kılıçların gölgesi altındadır.” (Buhari, Cihad 156; Müslim, Cihad, 20; Ebû Davud, Cihad 98). Bu hadis, savaşın arzu edilmeyen bir olay olduğunu ortaya koyarken, barışı işaret eder.
Dolayısıyla Peygamber Efendimiz her zaman barışa önem vermiştir. Çünkü İslam’da barış esastır. Gayrimüslimler Müslümanlarla barış içinde yaşamayı isterlerse, İslâm ille de savaşı öngörmez. Zaten İslâm böyle düşmanca bir ortamı tasvip de etmez.
İslam, insanların yeryüzünde barış ve sükûnet içinde yaşamalarını temin eden bir dindir. İslâmî yaşantının aslı ve temeli barıştır. Savaş ise ancak bir mecburiyet sonucu, yani başka türlü hareket etme imkânı kalmadığı zaman gerekli olur.
İslam’da savaş yüce bir dava uğruna, fikir ve düşünce hürriyeti adına, insanlığa giden yolları açma uğrunda yapılır. Bununla beraber gerektiğinde barışa gitme de ihmal edilmez. Çünkü barış esas, savaş ise tâlidir. “Ey iman edenler! Hep birden barışa girin, şeytana ayak uydurmayın, o sizin apaçık düşmanınızdır.” (2/Bakara:208) ayeti de barışı öngörür.
İslâm’da savaş; kan dökmek, toprak kazanmak, ganimet elde etmek, petrol kuyularını ele geçirmek için yapılmaz. İslâm’da savaş, genelde müdafaa eksenlidir. Cihad, İslam ile insanlar arasındaki engelleri kaldırarak, onların İslam’la buluşmalarını sağlama gayretidir. Savaş ise büyük ve kutsal bir hareket olan cihadın bir parçasıdır. Ama kaynaklarda cihad bazen savaş yerine de kullanılır. Yani cihad, savaşı da içine alan bir harekettir. Fakat savaş kelimesi, cihadın ihtiva ettiği manayı tamamen kapsamaz. Cihad, kıyamete kadar devam edecek olan kesintisi ve mekruh vakti olmayan bir harekettir. İslâm’ın doğru anlaşılması, anlatılması, sevdirilmesi için ortaya konulan her türlü gayret cihadın kapsamına girmektedir. Savaş ise gerektiğinde İslâm düşmanları ile yapılan fiilî mücadelenin sadece bir kısmıdır.
İslam’da insan hayatı önemlidir. Düşmanı, barışa doğru meylettirmeyi başardıkları her an Rasûlullah (s.a.v) barış yapmak için hazırdı. Zaten O (s.a.v), hiçbir savaşı başlatmadı, ancak........
© Mir'at Haber
