ALLAH (st) el-HÂKİMDİR (HÜKMEDER)
-Hüküm
Hükm’ün fiili ‘hakeme’; temelde ıslah etmek, düzeltmek maksadıyla menetmek, engellemek manalarına gelir. “Islah etmek amacıyla onun kötü bir iş yapmasına veya dilediğini yapmasına engel oldum” şeklinde bir söyleyiş vardır. (el-Isfehânî, R. el-Müfredât, s: 181)
Hüküm ayrıca; hükmetmek, karar vermek, idare etmek, ata gem vurmak, sözü geçmek, hükmünü yürütmek, kuvvetli ve güç sahibi olmak anlamlarına da gelir.
Bu manada; “Allah’ın hükmü her şeye geçerlidir” deriz. Bir yöneticinin emir vermesine, idare etmesine hükmetti-hâkim oldu denilir.
Hüküm; bir başkasını yükmlülük altına soksun veya sokmasın, bir şeyin öyle olduğuna veya olmadığına hükmetmektir (karar vermektir). (Bkz: Nisâ 4/58. Mâide 5/95)
Hükmeden kişiye hâkim (çoğulu; hükkâm) (Bekara 2/188) veya hakeme denir. (En’am 6/114. Nisâ 4/35)
Bir şeyin iyice araştırılıp soruşturulmasından sonra verilen karara ‘hüküm’ denir. “Falanca adam bu konuda şöyle hükmetti”, “falancanın hükmü şöyledir” denilir.
Mantık ilminde iki şey, iki fikir arasında “bu böyledir” veya bu böyle değildir” tarzında olumlu veya olumsuz bağ kurmaya hüküm denilir. Fıkıh ilminde hüküm; kaza (karar verme) manasında kullanıldığı gibi “bir şey üzerine terettüp eden eser ve netice” anlamına da gelir. (Atar, F. Fıkıh Usûlü, s: 133)
İslâmda hakkında âyet ve hadis olan itikada ve ibadete ait bütün prensiplere ‘hüküm’ denmiştir. Bunun çoğulu ‘ahkâm’dır.
Hüküm ve onun fiili Kur’an’da bir kaç anlamda kullanılmıştır. Mesela;
Mahkeme kararı anlamında. “Dâvûd ile Süleyman’ı da hatırla. Hani bir ekin tarlası hakkında hüküm veriyorlardı. Çünkü halkın koyunları o ekine girmişti. Biz de hükümlerine şahit olmuştuk.” (Enbiyâ 21/78. Ayrıca bkz: Nisâ 4/58. Mâide 5/95),
Allah’ın verdiği karar anlamında. “Onlar, bizim yeryüzüne (kudretimizle) gelip onu etrafından eksilttiğimizi görmediler mi? Allah, hükmeder…” (Râd 13/41. Hac 22/52),
Allah’ın koyduğu kurallar, prensipler ve bunlara uymanın gerekliliği anlamında. “İncil ehli Allah’ın onda indirdiği ile hükmetsin. Allah’ın indirdiği ile hükmetmeyenler, fâsıkların ta kendileridir.” (Mâide 5/47)
Kıyâmet gününde insanları hesaba çekip, onlar hakkında karar vermesi anlamında geçiyor.
“Cumartesi gününe saygı, ancak onda görüş ayrılığına düşenlere farz kılındı. Şüphesiz Rabbin, ayrılığa düşmekte oldukları şeyler konusunda kıyamet günü aralarında hüküm verecektir.” (Nahl 16/124. Ayrıca bkz: Hacc 22/69. Nisâ 4/141. Mâide 5/44)
“İşte o gün mülk (hükümranlık) Allah’ındır. O, insanların arasında hükmünü verir. Artık iman edip sâlih ameller işlemiş olanlar Naîm Cennetleri’ndedirler.” (Hacc........
© Mir'at Haber
