GAZZE SAVAŞI VE DİPLOMASİNİN, İNSAN HAKLARININ ÇÖKÜŞÜ
Yüzyılın en trajik insanlık dramlarından biri olarak tarihe geçen Gazze savaşı, sadece bölgesel bir çatışma değil, aynı zamanda küresel diplomasinin iflasının ve insan hakları söyleminin çöküşünün açık bir göstergesi olmuştur. Batı’nın çifte standardı, uluslararası kuruluşların sessizliği ve İslam dünyasının parçalanmışlığı, bu acı tabloyu daha da derinleştirmiştir.
Gazze: Kuşatma Altında Bir Açık Hava Hapishanesi
Gazze, uzun yıllardır abluka ve ambargo altında yaşayan bir halkın yaşadığı coğrafyadır. 2006 yılından bu yana uygulanan abluka, temel insani ihtiyaçlara erişimi dahi engellemekte, gıda, ilaç, temiz su ve elektrik gibi yaşamsal kaynakları kısıtlamaktadır. İsrail’in hava, kara ve denizden yürüttüğü kuşatma, uluslararası insan hakları sözleşmelerine aykırı olmasına rağmen sistematik olarak devam etmektedir.
Diplomatik Çöküş ve Batı’nın Çifte Standardı
Uluslararası hukuk ve diplomasi, Birleşmiş Milletler (BM) ve Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) gibi kurumlar aracılığıyla insan haklarını korumakla yükümlüdür. Ancak Gazze söz konusu olduğunda bu kurumlar ya işlevsiz kalmakta ya da taraflı davranmaktadır. Aynı Batı, Ukrayna’daki sivil kayıplara karşı yüksek sesle tepki verirken, Gazze’deki binlerce sivilin ölümü karşısında sessiz kalmakta veya “meşru müdafaa” söylemine sığınmaktadır.
İnsan Haklarının Çöküşü ve Siyasi Çıkarlar
Gazze’de çocuklar, kadınlar ve yaşlılar hedef alınırken; hastaneler, okullar ve camiler bombalanırken; hiçbir uluslararası mekanizma bu suçları durduramamıştır. Bu durum, insan haklarının evrenselliği ilkesini tartışmalı hale getirmiştir. İnsan........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Sabine Sterk
Gideon Levy
John Nosta
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
Daniel Orenstein