Son yıllarda “Hac ve umreye gitmeyin” çağrıları artarak sürüyor. Bazıları, kutsal topraklara atılan her adımı bir zalime kazanç olarak tanımlıyor. Bu söylemlerle ibadetin ekonomik değil ideolojik yönü göz ardı ediliyor.

Kâbe’yi görmek, sadece bir seyahat değil; yön bulmanın ta kendisidir. Ravza-i Mutahhara’da dökülen gözyaşı, Müslüman’ın ruhunu yeniden diriltir. Oraya gitmek, emperyalizme destek değil; tam tersine ruhani bir başkaldırıdır.

Ömer Faruk Korkmaz, kutsal topraklara gitmeyi eleştirenlere karşı, güçlü ve duygu yüklü bir cevap veriyor. Bazı çevreler, hac ve umreye giden Müslümanların zalim rejimlere para kazandırdığını öne sürüyor. Ancak yazar, bu mantığın tutarsız olduğunu, çünkü günlük hayatımızdaki tüm tüketimlerin benzer bir düzene hizmet ettiğini hatırlatıyor.

Yazar, Kâbe ve Ravza’yı ziyaret etmenin bir alışveriş değil, teslimiyet ve yön bulma çabası olduğunu vurguluyor. Gitmemek, ibadetten ve maneviyattan uzaklaşmak demektir. Kâbe’ye gitmek, emperyalizme karşı direniş ruhunu pekiştiren bir bilinç uyanışıdır. Müslümanlar, bu ziyareti bir “ticaret” değil,........

© Mir'at Haber