İNSANIN GERÇEK DEĞERİ
İNSANIN GERÇEK DEĞERİ
İnsanın gerçek değerini, insan olma vasfını kazanmış olanlar anlar.Ziya Paşa’nın “Bilmez insan kadrini, âlemde insan olmayan” dizesinde belirttiği gibi insanlıktan nasibi olmayanlar, insanın kadir kıymetini bilemezler, başka insanları önemsemez, değersizleştirir ve çok kolay harcayabilirler. Diğer bir deyişle kalbi, insafı, merhameti ve aklı olan kişiler, başkalarının da bir kalp taşıdığını, her insanın bir izzet-i nefsi olduğunu bilir ve ona göre davranışlarını ayarlarlar.
İnsan olmak, belli bir terbiye sürecinden geçtikten ve bir ahlâk varlığı olabilmeyi başarabildikten sonra gelir. Öncesinde sadece beşer sıfatı taşıyan bir canlıdır. Bu canlı, gerek ailesinden gerekse bulunduğu sosyal ortamlardan edindiği bilgi ve deneyimlerle sosyal bir kimlik kazanır, yaşadığı topluma ayak uydurmayı öğrenir. Kişinin ahlâkı, toplum içinde insanlarla ilişkisinde kendini gösterir. Başkalarına nasıl davranıyor, saygı, sevgi ve nezaket gibi insana verdiği değeri gösteren tavır ve hareketlerle mi kendini belli ediyor yoksa sadece kendi çıkar dünyasının dışında hiç kimsenin kalbi ve değeri yokmuş gibi mi davranıyor? İnsan olmanın sorumluluğunun farkında mı yoksa sorumluluk duygusu sadece kendi egosunu şişirmeye mi yarıyor? Bu tür sorulara verilen cevaplar insan olma yolunda alınan mesafeyi gösterebilir.
İnsan olma sorumluluğu, kişinin hem kendini geliştirmesini hem de ait olduğu toplumun yararına çalışmasını gerekli kılar. Yeryüzünde halife olmak üzere yaratılmış insan, kendi potansiyelini keşfedip varoluş amacına uygun faaliyetlerde bulunmakla kalmaz, aynı zamanda, etkileşim alanındaki kimselere de faydası dokunacak işlerde bulunursa o zaman sorumluluk bilinciyle hareket ettiğinden söz edilebilir. Böyle bir bilincin gelişmesi ise kişinin aklını kullanarak doğru seçimler yapmasıyla, duygu, düşünce ve davranışlarının dayandığı temellerin sağlam olmasıyla ilgilidir. Güçlü bir inanç ve yüksek ideallerle hareket eden insanlar, toplumdan aldıklarını yine topluma hizmet olarak geri verirler.
“Âyinesi iştir kişinin lâfa bakılmaz” diyor Ziya Paşa. Kişinin gerçek değerinin sözlerinden ziyade, işinde ve ortaya koyduğu eserlerinde görülebileceğini söylüyor. Aynı şekilde insanın aklının derecesini ve karakterini de eserlerinde görebiliriz. Bunu da Ziya Paşa “Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde” sözleriyle ifade etmiş.
Akıl, düşünme ve analiz etme, değerlendirme ve karar verme yeteneğine işaret eder. Ziya Paşa zekâ dememiş, çünkü zekâ kişinin öğrenme kapasitesini ve bilişsel yeteneğini gösterir. Kişi........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Gideon Levy
Penny S. Tee
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein