ÖZ/ MAHİYET VE VARLIK
Şeylerin hakikati onların varoluşuna bağlıdır. Bir şeyi bilmek, onun nasıllığını ve niteliklerini belirleyen evrensel varoluş varlık hiyerarşisindeki (silsile-i meratip) yerini bilmek demektir. Bu genel bir kural ise de, genel kuralların istisnası vardır ve söz konusu genel kuralın tek istisnası herşeyin menşei ve yaratıcısı Saf Varlıktır. Bu Varlık kesintisiz bir zincirin başı olmayıp dolayısıyla dünyadaki varlıklarla birlikte cevheri/tözsel ve yatay sürekliliğe sahip değildir.
Varoluş ingelemesinin, ontolojisinin tamamını karakterize eden iki ana özelliği var: Mahiyet ve Vücud. Peki, mahiyet/öz nedir?
Kısaca şunu diyebiliriz: Varoluş, mahiyete eklenmiştir, ondan bağımsızdır. İbn Sina ve Molla Sadra, her ne kadar bir şeyin varoluşu özüne ekliyse de, her öze gerçekliğini verdiğinden varoluşun asıl olduğunu söylerler. Suhreverdi ve Mir Damad ise mahiyetin varoluşa önceliğini savunmuşlardır.
Molla Sadra’ya göre, herbir şeyin varoluşu bütünüyle ayrı bir varoluş biçimi değil de tüm varoluşun Varlık’ın nurunun bir mertebesi hükmündedir.
İbn Sina şu meşhur ayırımı yapar: 1. Vacib, 2) Mümkün, 3) Mümteni’
Vacib – Mahiyeti varoluştan ayrılmaz, yokluğu saçmalık veya çelişkiye yol açacaksa bu gereklidir, başka deyişle vaciptir. Böyle bir durumda mahiyet ve varlık aynıdır.........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Sabine Sterk
Gideon Levy
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein