menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

AÇLIKLA CEZALANDIRMAK 2

19 1
11.09.2025

Düşman da olsa, insanların aç ve susuz bırakılarak cezalandırılamayacağının Kur’ani delili Bakara (2) Suresi 126. Ayettir:

Hani İbrahim: “Rabbim, bu şehri bir güvenlik yeri kıl ve halkından Allah’a ve ahiret gününe inananları ürünlerle rızıklandır” demişti de (Allah: “Sadece inananları değil) inkâr edeni de az bir süre yararlandırır, sonra onu ateşin azabına uğratırım; ne kötü bir dönüştür o” demişti.” (2/126.)

Burada İbrahim aleyhisselamın son derece öğretici bir duası söz konusudur. O da, yüce Allah’tan güvenli olmasını istediği bu şehirde sadece inananların rızıklandırılmasını taleb etmesidir. 124. ayette Hz. İbrahim, soyunun da “imam/önder” olmasını dilemiş fakat Yüce Allah, zalimlerin ahdine erişemeyeceğini belirtmişti, sonraki yazımızda bu konu üzerinde duracağız, inşaallah.

Anlaşılan şu ki, ilk duasının düzeltilmesi üzerine bu sefer Hz. İbrahim ihtiyaten sadece “inananların rızıklandırılması” duasında bulundu. Ancak yine tashine-düzeltilmeye muhtaç bir dilek ve kemennde bulundu ki, yüce Allah “Sadece inananları değil, inkâr edeni de az bir süre yararlandırırım” buyurarak ikinci defa Hz. İbrahim’in talebini düzeltti.

Bu, inanmayan insanların açlıkla terbiye edilmeyeceklerine veya cezalandırılmayacaklarına işaret eden önemli bir ayrıntıdır. Bence doğru olanı, savaş halinde bile, düşman bir şehrin insanlarının, özellikle çocuk, yaşlı ve kadınların açlığa mahkûm edilmemesini hükme bağlar.

Burada cevabı aranması gereken bir soru var:

Eğer düşman, İsrail gibi bizden olanları, yüzbinlerce Gazzeliyi açlığa ve susuzluğa mahkum edip ölüme........

© Mir'at Haber