AH CHP, VAH SİYASET!
AH CHP, VAH SİYASET!
“Mutlak Butlan” davası düştü sayılır. Tamam İstinaf ve Yargıtay yolu açık, ama kimsenin 2 yıl bekleyecek hali yok. CHP’nin diğer davaları devam ediyor. İmamoğlu’nun bundan sonra işi zor. Başına bir de “Ajanlık” davası sardılar, bu girdab’dan yakasını zor kurtarır. İmamoğlu Kur’an Kursu kökenli bir politikacı. ANAP ta başladığı siyasi kariyerini AK Partide sürdürmek istedi ama, hemşehrileri onu aralarına almak istemediler, o da gitti CHP’ye girdi. Erdoğan İBB’den başladı, o da İBB’den yola girdi, ardından Erdoğan gibi kendince bir Mağduriyet yaşadı derken, girdiği girdaptan bir türlü çıkamadı.
CHP’nin başına kim geçecek, CHP’nin Cumhurbaşkanı kim olacak derken, İmamoğlu ne ideolojik kariyeri, ne geçmişi itibarı ile CHP’nin başına geçecek bir isim değil. Ankara Büyükşehir belediye başkanı Mansur Yavaş ise, aslında CHP den seçilse de MHP, İYİ Parti ve CHP arasına sıkışmış bir politik figür. CHP’yi bu güne taşıyan Millet İttifakı’nın içinde, “6’lı masa” dedikleri CHP “Gelecek, Deva, Saadet, DP, DEM” yer alıyor. Aslında Mansur Yavaş örneğinde olduğu gibi CHP ile İYİ Parti ve MHP tabanı ile de bir şekilde bir temas kuruldu. Aslında CHP de yaşanan durum diğer partilerde de yaşanıyor. Partiler bu süreçte alamet-i farikalarını / ayırt edici özelliklerini kaybettiler. “Yok aslında birbirlerinden pek farkları, tek farkları adları” denilebilecek bir yere savruldular. Özellikle batıdan gelen talepler konusunda AK Parti-CHP, MHP-DEM arasında bir fark kalmıyor. Bunu İstanbul sözleşmesi ile başlayan süreçte çok açık bir şekilde gördük.
Bugünkü siyaset’de “olmaz olmaz” diye bir şey yok. 28 Şubat’ta CHP’nin hedefinde Saadet Partisi vardı. Bugün CHP gelinen noktada SP ile ittifak kurdu. CHP’nin elinden iktidarı alan DP, bugün CHP’nin payandası olan bir parti oldu. Kürtlerin ağırlıkta olduğu DEM esasen CHP çizgisinden oldukça uzak Demokrasi ve Sosyalizmi savunan milliyetçi bir parti aslında. O da CHP ile birlik oldu.
Özgür Özel desen, entelektüel bir derinliği yok, İdeolojik bir duruşu da yok. Geleneksel tabanı da temsil etmiyor, genç nesli de. CHP’nin o ulusalcı derin kadroları tarafından da desteklenen biri değil. İmamoğlu Özel ikilisinin elinde CHP aromasını, özgül ağırlığını kaybetti. Bir grub kifayetsiz muhteris iş adamının elinde oyuncak oldu. AK Partililer CHP’nin Özgür Özel’in eline düşmesinden memnun gözüküyorlar. Onu kendileri için kolay bir av olarak görüyorlar. Özel aslında geçen kısa süre içinde bir çok yara aldı? Yaralı attan yarış atı olmaz.
Görünen o ki, CHP’de kısa sürede sular durulmayacak. Parti “kifayetsiz muhteris” polemiklerle işi götürmeye çalışan bir grubun elinde bir süre sonra dağılıp gidecek.
CHP bu güne kadar AK Parti karşıtlığı ve mağduriyet psikolojisi üzerinden bir rüzgar yakalamıştı ama bundan sonra o rüzgarın etkisi gün geçtikçe azalacağa benziyor. Toplumsal muhalefet, siyasi bir partinin bayrağı ardından değil, doğrudan sivil bir kimlikle sesini yükseltecek. Bu AK Parti için daha da yıpratıcı yeni bir sürecin başlaması anlamına geliyor. Hatta bu sivil hareket, CHP tabanını da kendine çekebilir.
Bu saatten sonra CHP’nin ne olacağını kestirmek kolay değil. CHP’nin bölünmesi ya da parti tabanının yeni kurulacak partilere kayması mümkün. Burada belli bir kesim Kılıçdaroğlu’nun bundan sonra atacağı adımlara bakıyor. Bir başka grub, “Yeni sol”dan söz ediyor. Yeni CHP “Kemalist” bir parti olmayacak. Zaten tek bir “Kemalist” görüş de yok. Atilla İlhan’ın “Hangi Atatürk” sorusuna, Nadir........© Mir'at Haber





















Toi Staff
Penny S. Tee
Sabine Sterk
Gideon Levy
John Nosta
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
Daniel Orenstein