menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

İSLAMİ HAREKET ÜZERİNE BİR TANIM/TASVİR DENEMESİ…

14 1
01.07.2025

İslami Hareket, İslam’ın yeniden hayatın bütününü kuşatan bir şekilde hayata geçirilmesi arayışının ideolojik bir karaktere ve siyasal bir yapılanması üzerine bina edilmiştir. İslam ve hareket terkiplerinin varlığının modern hareketlerin varlığı ile ilgili olması ayrı bir konu olmakla birlikte, sürekli bir devinim ve değişimi içerdiği de gözden kaçırılmamalıdır.

İslami hareketin siyasal karakteri ile yeni bir dönüşüm arayışını İslam’ın topyekûn hayatı kuşatan bir varlığa dönüşmesini sağlama iradesi ve arayışının iktidar olma arzusu olduğu da göz ardı edilmeden anlaşılmasında yarar var. Bugün yeniden meseleyi ele alarak bunu tam bir açıklığa kavuşturmakta yarar var.

İslami Hareket; bugün inşai bir zeminde ve asli hüviyetine yakışır bir düzlemde ideolojik ve siyasal karakteri yerine kendi otantik ‘Takva Sahibi’ olma hasletine sahip çıkan ve bu konuda çabalar ortaya çıkarma arayışına dönüşmelidir. Bu arada takva sahibi olmayı da kendi otantik karakteri üzerinden anlamakta yarar var. Çünkü bu şerhi düşmemin nedeni; İslam ve ona ait kavramların modern bilgi ve yöntemini dikkate alan bir bakış ile ele almanın getirdiği zaaflardır. Ki bu zaafları bugün çok daha derinden idrak etme imkânımız olmaktadır.

Bu durum bizi, İslam ve ona ait kavramları kendi otantik tarihinde ve kendi otantik bağlamında yeniden ele almaya yöneltmelidir. Takva kavramının etliye sütlüye karışmayan bir karakter olarak tasviri çok yanlış ve tamamen aldanışa kapı aralayan bir bakışı içerdiği görülmelidir. İslami Hareket elbette ki tepkisel bir zeminde inşa edilmiş bir hareket ve düşünce zeminine sahiptir. Tepkisellik ise İslam ve düşüncesi bağlamında makbul olmayan bir tutumu işaret ettiği bilinmelidir. Çünkü İslam, kendisinin ne olduğunu bizatihi Yüce Yaratıcı olan Allah tarafından gönderilmiş bilgi ile haberdar edildiğimiz gibi o haberin neye tekabül ettiğini de peygamberi aracılığı ile bize öğretmiştir.

O zaman İslami Harekete yeni bir tanım getirmek elzem hale gelmiştir… Bu tanım aynı zamanda nübüvvet gerçeğini ve vahyin işaret edici boyutunu da içererek gerçekleştirilmelidir. İslami Hareket; insanların kalu bela’da Allah’a verdikleri ahitlerinde durmalarını hatırlatacak ve sağlayacak bir süreci hayata geçirirken, insanlar ve yaratılmış tüm mahlûkatlar arasında da silm/barışı ikame edecek, müminlerin günahtan sakınarak salih amellere tutunacak bir zemini inşa etmelidir. Ki, bu sayede, zayıf, müstezaf, gariban, fakir ve muhtaca el uzatacak müminlerin varlığı aşikâr kılınsın ki insanlar, kendi fıtratlarıyla buluşacak bir temsiliyet ile karşı karşıya gelerek iman edebilmenin imkânlarına sahip olabilsin…

İslami hareketin hedefi, kulluğun tam ifa edilmesi ve silm/barışın tamlığı içinde hayatı kuşatmasını sağlamaktır. Ki, Kulluk ve silm, varlığın kendi hedefine yürürken fıtrattan kopuk olmadan fesadın ortadan........

© Mir'at Haber