menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Hulefâ-i Râşidîn dönemini anlamak

12 0
30.08.2024

Peygamber Efendimizin (S.A.V.) vefatından sonra Hz. Ebubekir’e (R.A.) biat edilmesiyle başlayan, Hz. Ömer (R.A.), Hz. Osman (R.A.) ve Hz. Ali’nin (R.A.) hilâfetiyle sona eren döneme Hulefâ-i Râşidîn dönemi denilir.

Hulefâ, halîfe kelimesinin çoğuludur. Râşidîn ise râşid kelimesinin çoğuludur ki rüşte, kemale ermiş, doğru yolda olan, hakka sımsıkı sarılan anlamına gelmektedir.

Peygamber Efendimizin (S.A.V.), “Herhangi bir ihtilafla karşılaştığınızda size düşen, benim sünnetime ve hulefâ-i râşidînin sünnetine uymaktır” tavsiyesi bu dönemin Müslümanlar tarafından ayrı değerlendirilmesine sebep olmuştur. İslâm/Ehl-i Sünnet inancına göre bu dönem, Peygamber Efendimizin (S.A.V.) devlet başkanlığı döneminden sonra en önemli dönemdir ve ashab-ı kiramın en faziletlileri de hilafete geçiş sırasına göre Hulefâ-i Râşidîn’dir. Kaldı ki, hepsi cennetle müjdelenmiştir.

Peygamber Efendimizin (S.A.V.) kurduğu İslâm devleti, bu dönemde büyümüş ve kök salmıştır. Gerek faziletleri, gerekse devletin kökleşmesi ve fetihlerle büyümesiyle İslâm tarihinin ikinci büyük öneme haiz Hulefâ-i Râşidîn dönemi hakkında bazı dinde reformistlerin yaşanan bazı olayları ön plana çıkartarak, dönemin gerçek değerini gizleme çabalarına şahit olmaktayız.

Hulefâ-i........

© Milli Gazete


Get it on Google Play