Bismillâhirrahmanirrahîm!

HEPİMİZ toplumla iç içeyiz. Yapılan iyilikleri ve yaşanan facialara birlikte şahit oluyoruz. Toplumu sarsan, manevi boşluğu açığa çıkaran o kadar çok olay yaşıyoruz ki! Toplum derin sarsıntılar geçiriyor. Sorumluluk mevkiinde bulunanlar toplumun sürüklendiği facialardan yeteri kadar haberdar değil. Tedbir alınmaz, her birimiz üzerine düşen görevi yapmazsak Türkiye “yaşanmaz” bir ülke haline gelecek. Yöneticilerimizi, hocalarımızı, sorumlularımızı uyarıyorum.

Çoğumuzun bildiği bazı olayları hatırlatmak isterim: Cizre’de görev yapan Burdur kökenli bir polis memuru, borsa tuzağına düşüp külliyatlı miktar borçlanıyor. Ödemekten ümidini kesmiş olmalı ki, bir gece cinnet geçiriyor; eşini, 2 ve 7 yaşlarındaki iki evlâdını öldürdükten sonra, son kurşunu kendisine doğrultuyor. 1,5 ay önceki bu olayda 4 kişilik bir “aile” yok oldu. İnsanımız borsa tuzağına karşı uyarılmalıdır.

İstanbul’da bir cumhuriyet savcısı, husumetlisi tarafından bir restoranda boğazı bıçakla kesilerek feci şekilde öldürüldü. (3 Eylül 2025)

Çorum’da iki genç kız arasında yaşanan kavga kısa sürede silâhlı çatışmaya dönüştü. Kızlardan biri silâhla diğerini yaraladı. (5 Eylül 2025)

İzmir’de 16 yaşındaki lisede okuyan bir saldırgan, kuşluk vakti bir polis merkezine gelerek 1. sınıf bir emniyet müdürü, 1 polis başmüfettişi ve polis memurunu şehit etti. (8 Eylül 2025) Böylesi, öğrenci statüsündeki gencin durumu hepimizi sarstı. Olay, yetkili mevkidekileri düşündürüp “etkili” ve “caydırıcı” tedbirler almalarını gerektirmez........

© Milli Gazete