menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

AB, Türkiye’yi “çocuk” mu sanıyor?

9 1
previous day

Bismillâhirrahmanirrahîm!

BİRİNCİ ve 2. Dünya Savaşları’ndan sonra pek çok ülke “birlik”ler, “blok”lar oluşturmaya yöneldi. Gelişen teknolojik, ekonomik şartlar, ülkelerin tek başına varlığını sürdürmesini zorlaştırıyordu. Sanayi devriminin de etkisiyle Avrupa ülkeleri arasında “rekabet” başladı. Rekabetin başını “Almanya” ve “İngiltere çekti. İngiltere’nin galipler tarafının başında bulunması ona siyasi üstünlük sağladı.

ABD ve Rusya, iki büyük savaştan etkilenmeyen; hatta “galip” görünen ülkelerdi. Çin, nüfusuyla öndeydi. Galip devletler öncülüğünde “Cemiyet-i Akvam” kuruldu. Bu süreçte, 1 Ocak 1942’de ABD, İngiltere, SSCB Birleşmiş Milletler Bildirisi’ni yayınlandılar. 7 Ekim 1944’teki toplantıya Çinli delegeler de katıldı.

Kuruluşunun ilân edildiği 26 Haziran 1945’teki toplantıya kadar Birleşmiş Milletler Teşkilâtı’na 51 ülke imza koymuştu. Toplantıda Güvenlik Konseyi’ni oluşturan ABD, SSCB, İngiltere, Çin, Fransa “daimî üye”ler kabul edildi. BM’nin merkezi ABD’nin New York şehriydi. Dünya barış ve güvenliğini koruyacaklarını; milletler arasında dostluklar kuracaklarını; dış politikada uyumu sağlayacak “bir merkez” oluşturacaklarını deklare ettiler. BM, bugün 193 ülkeyle temsil ediliyor.

Bunlar yapılırken Avrupa ülkeleri de boş durmadı. Almanya, yakılmış yıkılmış şehirlerini imara girişti. Bazı Avrupa ülkelerini de yanına alarak, kendisini ve Avrupa ülkelerini güçlendirmeye çalıştı. Önce, Ortak Pazar niyetiyle........

© Milli Gazete