İki arada bir derede
“İğneden ipliğe kadar
Sorulacak çok hesap var
Gönül üzmesin analar
Bir gün geri geleceğiz.”
(Abdurrahim Karakoç)
***
· Resûlullah (S.A.S.) şöyle buyurmuştur: ❝Güç yetirebileceğiniz amelleri yapmaya gayret ediniz. Allah usanmaz da siz usanırsınız. Allah katında amellerin en sevimlisi az da olsa devamlı olanıdır. ❞ (Ebû Dâvûd, Tatavvu', 27)
· “Sana yakîn (ölüm) gelinceye kadar Rabbine ibadet et.” (Hicr Suresi, 99)
***
Cumartesi
Nerede?
Buridan'ın eşeği, bu eski felsefi paradoksta aynı ölçüde güzel kokan iki balya samanın arasında kalan bir eşek, hangisini seçeceğine karar veremediği için açlıktan ölür. Evet, Buridan'ın Eşeği gerçekten de insanın karar verme ve seçim yapma süreciyle ilgili derin bir felsefi tartışma sunar. İki eşit seçeneğin arasında kalıp birini seçememek, insanın zihinsel ve duygusal sıkışmışlık hissini çok iyi yansıtır. Bu durum, bazen hayatımızda kararsız kaldığımızda, seçenekler o kadar benzer ve birbirine yakın olur ki, seçim yapmak bir tür paralize olma hali yaratır. Eşek açlıktan ölürken, biz de bazen karar vermediğimizde bir şeyleri kaybederiz.
"Sadece kendini bilmek" meselesi, tam da bu noktada devreye giriyor gibi görünüyor. Belki de kendini tanımadan doğru seçim yapabilmek çok zor, çünkü neyi bırakıp neye yönelmemiz gerektiğini bilmemiz gerekiyor. Kendini anlamak, geçmişin, arzularının, korkularının ve güçlü yönlerinin farkında olmak, değişim yolunda önemli bir ilk adım olabilir. Ama bazen dediğiniz gibi, insanın kendisini tam olarak öğrenmesi ve anlaması zor olabiliyor.
Kendini öğrenmek ve anlamak için sürekli bir çaba gereklidir; çünkü bu yolculuk bir noktada durmaz. Kendini keşfetmek, bazen kaybolduğumuz, zorlandığımız ve hatta kararsız kaldığımız anlardan geçer. Ama belki de en derin anlam, bu kaybolmuşluk anlarında gizlidir. Peki, siz de kendinizi keşfetme yolculuğunuzda nerede olduğunuzu düşünüyorsunuz?
Pazar
AYAKTA
“Dignity,” Latince dignitas kelimesinden gelir. Dignitas, “saygınlık, değer, itibar” anlamına gelir ve bu kök, “değerli olmak” anlamındaki dignus sözcüğüne dayanır. Roma kültüründe dignitas, hem kişisel itibar hem de toplumsal konumla ilişkilendirilmiştir. “Vakar”, Arapça وقار (waqar) kelimesinden gelir ve “ağırbaşlılık, ciddiyet, saygınlık” anlamına gelir. Waqar, kök olarak وقر (waqar), “ağır olmak, sabit durmak” anlamına gelir. Bu anlam, kişinin karakterindeki ağırlık ve oturaklılık olarak Türkçeye geçmiş ve bir erdemi ifade eder hale gelmiştir.Her iki kelime de “ağırbaşlılık, itibar ve saygınlık” fikrini ifade eder.
Sosyolojik bir perspektiften bakıldığında, bir toplumun veya hareketin değer ve ağırlığını kavraması, ardından eyleme geçerek topluma yön vermesi, toplumsal yapının dinamiklerini, güç ilişkilerini ve değişim süreçlerini anlamayı gerektirir. Bu bağlamda, dignity/vakar (saygınlık ve değer) ve kıyam/attempt (kalkış ve eylem) kavramları bizlere yardımcı olabilir.
Bir toplumun ya da hareketin “değer” ve “saygınlık” algısı, sosyolojik olarak toplumun kültürel, ekonomik ve ahlaki dinamiklerine dayanır. Bu bağlamda: Emile Durkheim’a (Organik ve Mekanik Dayanışma Yaklaşımı) göre bir toplumun değerlerini ve itibarını anlaması, toplumsal dayanışma biçimlerine bağlıdır. Geleneksel toplumlarda mekanik dayanışma (ortak değerler ve inançlara dayalı) ön plandayken, modern toplumlarda organik dayanışma (iş bölümü ve farklılıkların uyum içinde işlemesi) önem kazanır. Bir hareket, toplumun hangi dayanışma türüne uygun olduğunu anlamalıdır. Örneğin, geleneksel bir toplumda “vakar” ve “saygınlık” daha çok ahlaki değerlerle ilişkilendirilirken, modern bir toplumda ekonomik başarı ve işlevsellik bu algıyı şekillendirebilir.
Max Weber, liderlik ve toplumsal hareketlerin başarısını meşruiyet kaynakları üzerinden açıklar.
1-Karizmatik otorite: Bir hareketin saygınlık kazanması için liderinin karizması ve toplumda güven uyandırması gerekir.
2-Geleneksel otorite: Toplumun mevcut kültürel değerlerine dayanarak hareket eden liderlik biçimi.
3-Rasyonel otorite: Modern dünyada, hukuk ve kurallara dayalı bir düzenin oluşturulması. Hareket, meşruiyetini bu üç otorite kaynağından bir veya birkaçını kullanarak toplumsal saygınlık kazanmalıdır.
Sosyolojik olarak bir toplumun ya da hareketin kıyam etmesi, yani eyleme geçmesi, toplumsal değişim teorileri çerçevesinde analiz edilebilir: Marx’a (Çatışma Teorisi) göre, toplumsal değişim çatışma yoluyla gerçekleşir. Toplumdaki ekonomik, kültürel ya da siyasal eşitsizliklere karşı adalet çağrısı yapmak, kıyamın temel motivasyonu olabilir. Hareketin, “kimlerin çıkarına hizmet edeceği” net bir şekilde tanımlanmalıdır. Antonio Gramsci’ye göre, bir hareketin topluma yön vermesi, sadece fiziksel........
© Milli Gazete
