menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Yardımlaşmak, dayanışmak

24 0
04.08.2025

Karıncanın ayağını, filin kulağını, gülün dalını, bülbülün ses telini yaratan, yaşatan, zarar gördüğünde onaran Allah celle celalühün kuluyuz.

Kulluk görevlerimizin başında her türlü hayırlı işimizin ibadet olduğu inancıyla hareket etmektir.

Yardım ettiğimiz kişiden teşekkür beklemememiz gerektiğine işaret eder ayetler:

وَيُطْعِمُونَ الطَّعَامَ عَلَى حُبِّهِ مِسْكِينًا وَيَتِيمًا وَأَسِيرًا

Sevmelerine rağmen yemeklerini fakire, yetime ve esire yedirirler.

إِنَّمَا نُطْعِمُكُمْ لِوَجْهِ اللَّهِ لَا نُرِيدُ مِنْكُمْ جَزَاءً وَلَا شُكُورًا

“Biz ancak Allah rızası için yediririz, sizden bir karşılık ve teşekkür istemeyiz" (derler).” (İnsan Süresi ayet 76/8-9)

Müslümanlar, Allah rızası için fakire, yetime ve esire yardımı yapar ama ondan teşekkür bile beklemez.

Çünkü fakirin, yetimin, esirin yardıma muhtaç olan bütün yaratılmışların o zor hali, Müslüman’ın gönlündeki merhamet damarlarını harekete geçirdi, yardım elini uzattı ve Müslüman’ın gönlü, evreni içine alacak kadar genişledi.

Gazze mücahitleri ile işgalci Yahudilerin esir takasında bütün dünya, Müslüman’la Yahudi’nin arasındaki binlerce farktan birini gördü.

Yahudilerin elindeki esirlerden sağ kalabilenler, ne kadar aç ve içkence çektiklerini hal ve hareketlerinden gördüler.

Müslümanların elindeki esirler ise bakımlı, neşeli, saç ve yüz bakımlarına bile imkân sağlanmış olarak kendilerini takas yerine getiren askerlere sarılarak........

© Milli Gazete