Tezler tezelden çağdaşlaştırılmalı
Üniversiteyi bitirdikten sonra mastır ve doktora yapan gençlerimize tez konusunu sormaktan korkmaya başladım.
İktisattan doktora yapan bir öğrenci, 1850-60 yılları arasında Osmanlı maliyesinin durumunu araştırdığını söylüyor. “Keşke 2030 yıllarında Türkiye’nin durumunun ne olabileceği üzerine tez alsaydın” diyorum.
Topkapı Müzesi’nde tarihe karışan kılıçlar veya dolma tüfekler üzerine tez çalışma değil, çağdaş silahlar üzerine tezler verilse.
Kıbrıs’ın ilk fethi üzerine tez hazırlamak yerine bugün Kıbrıs üzerinde oynanan oyunlar ve gelecekte çıkabilecek pürüzler üzerine tez alınmalı ve verilmeli.
Kadı Beydavi’nin tefsir metodu üzerine tez alacağınıza veya vereceğinize “Kur’an açısından Gazze sorununun çözümü” adı altında tezler verseniz veya alsanız.
Yeni eve taşınan yaşlı bir kadın bile,
“Ev yeni, duvar yeni,
Eleğim nereye asayım seni” demiş ve atasözü haline gelmiş.
Mısır’da Ezher Üniversitesi’nde İslâm hukukunun her ıstılahı/terimi için birkaç tane doktora tezi hazırlandığını ve yeni tezler için konu sıkıntısı çekildiğini söylerler.
Hz. Ömer zamanında Mısır’ı fetheden Amr İbn’il As, eğer, “Ben önce Mısır üzerine yazılan tezleri okuyayım da ondan sonra fethe girişeyim” deseydi Mısır’ı fethedemezdi.
Nizamü’l-Mülk, bir taraftan Alpaslan’la beraber harp eder, kılıç sallar, dinlenirken Siyasetname’sini yazar ve sultanına sunar ve “Buna göre hareket edeceksin” der.
Bu arada Nizamiyye medreselerini kurar.
Onlar, Allah’ın verdiği gözleri yaratılışları doğrultusunda hep ileriye doğru döndürdüler ve görülmesi gerekeni gördüler.
Başını geriye çevirerek geri geri gitmeye çalışan şaşkınlara benzemediler.
Değerli bir ilim adamı Mısıra’ gitmek ister ve gemiye biner. Mısırlılar onun geleceği günü bildiklerinden, limanda onu karşılarlar ve gelişini protesto ederken, “Bizim ülkemizde binlerce Ezher mezunu........
© Milli Gazete
