Hem ziyaret hem ticaret
Yaz tatili nedeniyle birçoğumuz köyüne, şehrine, eski mahallesine gitti.
Baba ocağına, anne kucağına gitti.
Anneniz sizi doğurduğunda yirmi yaşında idi.
Aranızda yirmi yaş vardı.
Sen elli yaşına geldin, annen yetmiş yaşına vardı.
Aradaki yirmi yıl hiç kapanmadı.
Onun için “ana kucağı” denir.
O kucak bütün çocuklarını içine alacak bir kucaktır.
O gönül bütün insanlığı gönlüne alsa bütün hayvanlara, otlara, ağaçlara da yer kalır.
İşte ziyaret ettiğiniz, elini öptüğünüz anne ve babanız böyle bir insandır diyerek ziyaret edip hayır duasını alınız.
Onların sevdikleri var, amcanız, halanız, dayınız, teyzeniz olurlar.
Onların da sevdikleri var, onlar sizin yeğenleriniz olurlar.
Bütün bunları ziyaret bizim boynumuzun borcudur.
Ülkemizde köyden şehre göç, çok hızlı olduğundan şehirdeki köylülerinizi bulmakta zorluk çekiyorsanız, hemen öğle ve ikindi namazlarını şehrin en işlek cadde ve parklarına yakın camilerde kılarsanız tanıdıklarınızın birçoğunu orada bulursunuz.
Tarihi camide öğle namazından çıktım hemen cami önünde altı tane köylüm ve arkadaşımla bir araya geliverdik.
Kimin nerede oturduğunu, ne iş yaptığını ve durumunu onlardan öğreniyorsunuz.
Zor durumda olan birinden haber verirlerse, durumunuz da iyiyse hemen bir el atmada fayda vardır.
Biz, bütün insanları........
© Milli Gazete
