Dinozorlar yok olmuşlar. Bilim adamları onların kemiklerini toplayarak hayali bir dinozor heykelleri yaptılar.

Hâlbuki eğer doğruysa o günkü hayvanlar topluluğunda konuşan dinozor başı, “En büyüğünüz benim,

En güçlü kuvvetli olanınız benim,

Hepiniz, benimsiniz,

‘Ben senin değilim’ diyecek olan çıksın ortaya.

Özgürlük var, sözü olan söylesin, benim de sizi yeme özgürlüğüm ve hakkım var” demiş olabilir.

Ama şimdi yerinde yeller eser.

Balinalar, hamsilere hava atabilirler ama balinaların nesli tükeniyor ama hamsiler hâlâ çoğalmaya devam ediyorlar.

Firavun, “Ben sizin Rabbinizim” dedi, denizde ateş onu yaktı ve o günden beri ateş on yakmaya devam ediyor:

النَّارُ يُعْرَضُونَ عَلَيْهَا غُدُوًّا وَعَشِيًّا وَيَوْمَ تَقُومُ السَّاعَةُ أَدْخِلُوا آَلَ فِرْعَوْنَ أَشَدَّ الْعَذَابِ (46)

“Sabah akşam ateşe sunulurlar. Kıyamet günü geldiğinde ise, "Ey Firavun ailesi, azabın en şiddetlisine girin!" (denir). (Mü’min süresi ayet 40/46) (Kabir azabını inkâr eden kardeşlerimiz, bu ayeti bir daha okusunlar.)

Adına yüzlerce heykel yapılan Nemrut, hâlâ lanetle anılır ve hiçbir insana Nemrut adı verilmezken, İbrahim aleyhisselam İbrahim, Abraham, Brahma… olarak adı dillerde anılmaktadır.

Baharda dirilen, yazda olgunlaşan meyve ve sebzelerin yeniden dirilişi gibi insanlarda da bir aşağı bir yukarı iniş-çıkışlar........

© Milli Gazete