“Bütçenin sessiz çığlığı”
TBMM’de günlerdir hararetli tartışmalara konu olan 2026 bütçesi, sadece rakamlardan, tablolardan, kalem kalem dağıtımlardan ibaret değil. Bütçe dediğiniz şey, bir ülkenin nabzı, bir toplumun gidişatıdır; kimin yüzünü güldüreceğini, kimin yüreğini burkacağını gösteren pusuladır. Ancak bu pusulanın ibresi ne yazık ki uzun süredir aynı noktayı gösteriyor: Derinleşen yoksulluk, genişleyen darboğaz, büyüyen umutsuzluk…
İktidar temsilcileri ve maliye bürokrasisinin söylemlerine kulak verdiğinizde ağız birliği etmişçesine aynı melodiyi duyarsınız: “İstikrar yılı, refah yılı, büyüme yılı…”
Ne var ki sokakta bu melodiyi duyan yok. Çarşıda pazarda, markette kasaya yaklaşırken fiyat etiketlerinden korkan vatandaş için bu söylemler bir müzik değil, acı bir ironi hâline geliyor.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı’nın “2026 istikrar ve refah yılı olacak” sözünü her duyduğumda kendi kendimize soruyoruz: Hangi refah? Kimin istikrarı? Kimin için büyüme?
Çünkü bu bütçe bize bir gerçeği bir kez daha fısıldıyor: Vergi yine çalışandan alınacak, dar gelirlinin cebinden çıkacak; aktarılan kaynak ise yine faiz ödemelerine, sermaye kesimine uğrayacak.
Bir ülkede ekmeği küçültüp vergiyi........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Gideon Levy
Penny S. Tee
Waka Ikeda
Mark Travers Ph.d
John Nosta
Daniel Orenstein