Sevdiğine kalkan olmak
Bismillahirrahmanirrahim
Âlemlerin Rabbi, Rahman ve Rahim olan Allah’a hamt, Peygamberimize, âline ve sahabelerine salât ve selam ederiz.
Tespihin imamesi konumunda olan bir Müslüman, birlikte sefere çıktığı bir Müslüman’a; “Ben seni seviyorum, ancak bazı konularda sana yardımcı olamıyorum” demiş olması onu; kardeşinin meşru taleplerini karşılama sorumluluğundan kurtarmaz. Seven sevdiğinin derdine derman olur. İslam, mükemmel bir din ve düzendir ve iyilik ve merhamet dinidir. İslam’a teslim olmuş bir Müslüman “isar” sahibi olur. Bir hadiste Peygamberimiz; “Müslümanların emriyle, durum ve işleriyle ilgilenmeyen, onların sıkıntılarını giderme konusunda duyarsız kalan onlardan değildir” buyurmaktadır. Buna göre seven sevdiğine itibar eder, iltifat eder, ondan ikramını esirgemez. Yine peygamberimiz; “Lider kalkandır” buyuruyor. Seven sevdiğine karşı, onu her türlü tehlikelerden koruyan bir kalkan olur. Bir Müslüman; iktidar ve imkân sahibi bir kimseye, çözüme kavuşturmak için derdini anlatsa, yapılması emredilen şey, müminin o sıkıntısını gidermektir. İslam, bir eylem ve aksiyon dinidir. İnsanların hayırlısı, insanlara faydalı olandır. Allah; Kur’an’da “isar” sahibi kimseleri övmüştür. İsar; bir kimsenin, kendisi ihtiyaç içinde bulunsa bile sahip olduğu imkânları başkalarının ihtiyacını karşılamak üzere kullanması, başkasının yararı için fedakârlıkta bulunmasıdır. İsar; kişinin başkasının yarar ve çıkarını kendi çıkarına tercih etmesi veya bir zarardan, öncelikle onu korumasıdır ve din kardeşliğinin en ileri derecesidir. Dilimizde buna, diğerkâmlık denir. Müslümanlıkta önemli olan; bir kimse muhtaç olsa dahi başkasını kendisine tercih edebilecek bir ahlâka ve irade gücüne sahip bulunmaktır. Hakkı üstün tutmak, nefis terbiyesini esas almak ve maneviyatçı olmak olarak tanımlanan Milli Görüş’ün mensupları, böyle bir ahlâka sahip olarak, bütün insanlığın saadet bulması için yürüttükleri mücadelede........
© Milli Gazete
