İstikamet
Bismillahirrahmanirrahim
Âlemlerin Rabbi, Rahman ve Rahim olan Allah’a hamt, Peygamberimize, âline ve sahabelerine salât ve selam ederiz.
İstikamet, İslam’dır. İstikameti İslam olmayanının hali berbat olur. İslam, her insan için mecburi istikamettir. İstikamet; sağlam, eksiksiz ve hak bir yolda olmak, İslam yoluna girmektir. Müstakim; sağlam ve kâmil olan, doğru ve hak olan, eğrisi ve eksiği olmayandır. Sırat-ı müstakim; İslam’ın Fatiha’da geçen adıdır. Çünkü İslam, tek müstakim yoldur, sağlamdır, eğrisi yoktur. İstikamet; doğruluk, her çeşit işte dengeli olmak, dürüst olmak, din ve aklın sınırları içerisinde hareket etmektir. İstikamet; itikat, fıkıh, düzen ve ahlâk olarak verilen söze bağlılık, din ve dünya işlerinde İslam’ın teklif ve telkin ettiği orta yolu takip etmektir. Kıyam; ayağa kalkmak, İslam ile dirilmek, dik ve sağlam durmaktır. Kıvam; olgun, düzgün, kararınca, sağlam, ahenkli ve güzel olmaktır. İstikamet; kıyam ve kıvam üzere olmaktır. İslam yolundan başka yollara sapmamaktır. İstikamet sahibi olmak; doğumdan ölüme kadar yürünecek dünya yolunu, Kur’an, sünnet ve İslam ile yürüme hidayet ve dirayetine sahip olmaktır. İslam’a din ve düzen olarak teslim olmak, davranışlarda da İslam’ca olmaktır. Müslüman; elinden ve dilinden, Müslüman kardeşlerinin emin olduğu, ondan herhangi bir zarar görmediği kimsedir. İslam’da zarar vermek de zarara uğramak da yoktur. Emaneti, daha ehliyetli ve liyakatli bir kimse varken, özel bir hesapla, onu daha az ehliyetli birisine vermek, bir istikamet sapmasıdır. Rabbimiz Allah; kâinatı ve insanı kusursuz ve sağlam bir kıvamda yaratmıştır. İnsan; kendisini en güzel kıvamda yaratan Allah’ın telkin ve teklif ettiği “sırat-ı müstakim” olan İslam yolunda karar kılıp yürümelidir. İnsan için en zor işlerden biri de istikamet üzere olmaktır. Rabbimiz Allah, Peygamberimize şöyle buyurmuştur. Hud 112: “O halde sen ve beraberinde tövbe edenlerle birlikte, emrolunduğun gibi, istikamet üzere ol. Aşırı da........© Milli Gazete
