Erbakan ve demokrasi
Bismillahirrahmanirrahim
Âlemlerin Rabbi, Rahman ve Rahim olan Allah’a hamt, Peygamberimize, âline ve sahabelerine salât ve selam ederiz.
Bizde demokrasi, halkın kendi kendini idare etmesi olarak tanımlanır. Gerçekte demokrasi, çoğunluğun ve güçlü olanın azınlığa ve zayıf olana tahakkümü anlamında, bize ithal edilmiş bir rejimdir. ABD ve Siyonizm, “demokrasi” kelimesini kullanarak İslam coğrafyasını kana bulamıştır. Batılılara göre demokrasi; hakkın ve haklının hâkim olduğu bir düzen değil, çoğunluğun ve güçlünün hâkim olduğu ve hukukunu koruduğu hileli bir rejimdir. Müslümanlar bilmelidir ki, Batı’nın ürettiği demokrasi gibi siyasi ve fikri kavramların tamamı, zehirli ve kirli kavramlardır. Bu kirliliği Erbakan Hocamız bir konuşmasında şöyle ifade eder: “Milletimizin bunları çok iyi tanımasında ve güdümlü demokrasiyi anlamasında büyük faydalar vardır. Bu tabir Latince bir tabirdir. “Diktatör” demek, “baskı yapan adam” anlamındadır. Diktatörle idare edilen rejimin adı, Latincede “diktatör” olmaktadır. Gramer yapısı itibarıyla “diktatör” demek; diktatörlükle idare edilen rejimin adıdır. “Demokrasi” demek, halkın kendi kendini hür iradesi ve tercihi ile idare etmesi manasındadır. “Demokratur” demek ise halkın yönetime alet ve aracı yapılması, yani halkın narkozlanmasıdır. “Ben seçtim” zanneder insan, hâlbuki başkaları tarafından dikte edilenleri iktidara taşımıştır, yani tamamen narkozlanmıştır
ve o başkasının istediğini seçtiği halde ben seçtim zannına kapılmaktadır. Bu seçilenler de “biz kendi marifetimiz tarafından seçildik” sanmaktadır. İşte bunun adı “demokratur” olmaktadır. Demokrasi, sadece kılıftır. Şimdi bu ırkçı emperyalizmin keşfettiği ve geliştirdiği muazzam bir aldatmacadır. Bunu ben söylemiyorum, Almanya’nın iki numaralı kardinali son yazdığı kitabında bir yandan papaya tavsiyede bulunarak: “Bizim Hıristiyanlığımız geriliyor,
lütfen Müslümanlıktan istifade edin, Hıristiyanlığı kurtarın” diye yalvarıyor ama aforoz ediliyor. Diğer yandan da aynı kitabında: “Tüm insanlığın saadeti için de ikinci tavsiyem şudur; insanlar ırkçı emperyalizm tarafından demokratur rejimi vasıtasıyla aldatılıyor. Bu insanlara demokraturun tanıtılması lazımdır ki insanlar aldanmasınlar. Demokrasi yerine demokratur uygulanıyor” şeklinde uyarılarda bulunuyor. Yani ırkçı emperyalizm çeşitli ülkelerde, mesela Uganda’da misal olarak söylüyorum; filanca insanı iktidara getirmek istiyor, buna göre medyayı kullanıyor, para gücünü kullanıyor, işbirlikçileri kullanıyor, elinde başka etkenler var, bunları kullanıyor. Oradaki zavallı halk, bu etkilerin altında “ben seçiyorum” zannederek gidip ırkçı emperyalizmin istediğini seçip başına getiriyor. Burada kullanılan metot; “horoz dövüşü” oluyor. Yani bütün ülkelerde iki tane partiyi tutar, öne çıkarır oysa bunların ikisi de ırkçı emperyalizmin partileri olmaktadır. Amerika’da Cumhuriyetçi Parti de, Demokrat Parti de sonunda ırkçı........
© Milli Gazete
![](https://cgsyufnvda.cloudimg.io/https://qoshe.com/img/icon/go.png)