Takvaya Davet
Rabbimiz rahmet sahibidir. Rahmetinin tecellisi olarak kullarını akıllarıyla baş başa bırakmamış, dünya ve ahiret saadetini elde etmelerini temin edecek kılavuz kitaplar ve üsve-i hasene olan peygamberler göndermiştir. Kullar bu kılavuzları tatbik ettikleri, güzel önderlikleri benimsedikleri takdirde hem dünya hem de ahiret huzuruna nail olacaklardır. Cenâb-ı Hakkın bu umumi rahmetine ilaveten bir de hususi rahmeti vardır. Belirli şartlar dahilinde tecelli eden bu rahmete nail olmak hepimizin hedefi olmalıdır. Bahsettiğimiz rahmete dair Rabbimiz âyet-i kerîmede şöyle buyurur: ‘’ Ve (Mûsâ:) “Bize bu dünyada da, âhirette de iyilik yaz; şüphesiz ki biz sana yöneldik.” (dedi). (Allah ise) buyurdu ki: “Azâbımı, (kötülük yapanlardan) dilediğime isâbet ettiririm. Rahmetim ise her şeyi kaplamıştır. Fakat (âhirette) onu takva sahiplerine, zekâtı verenlere ve âyetlerimize îmân edenlere yazacağım!”[1]
Takva sahibi olmak, zekatı vermek ve âyetlere iman etmekle çerçevesi çizilen bu rahmet tecellisinin ilk şartı olan takva sahibi olmaya değinmeye çalışalım. Takva sahibi olmak neden bu kadar önemlidir? İmam Fahreddin Râzi (r.aleyh) bu âyetin tefsirinde şöyle der: ‘’ Cenâb-ı Allah'ın ‘’Onu (rahmetimi), takva sahiplerine, zekâtı verenlere ve ayetlerimize imân edenlere yazacağım’’ ifadesine gelince, bil ki Allah Teala’nın buyruklarının hepsi şu iki kısma ayrılır:
1- Terkler... Bunlar, insanın terk etmesi, kaçınması ve sakınması gereken........
© Milli Gazete
visit website