Bedbaht kimdir?
İnsanoğlu pusulasını Allah’ın rızasını kazanmak şeklinde belirlediğinde hem dünya hem ahirette kazançlı çıkar. Pusulanın şaşması durumunda ise bedbahtlığa duçar olur. Bundan dolayı gerek âyet-i kerîmelerde gerek hadîs-i şerîflerde sürekli olarak müslüman ferdin pusulasını kaybetmemesi için yönlendirmelerle karşılaşırız. Zira pusulayı kaybeden, yolunu kaybedecek ve nihayetinde çıkmaz sokaklara girecektir.
Efendimiz (s.a.v) bir hadîs-i şerîfinde pusulamızı doğrultma ve bedbahtlığa duçar olmamamız noktasında şöyle buyurur: ‘’Zorbalık edip haklara tecavüz eden ve yüce kudret ve kuvvet sahibini unutan ne bedbahttır! Hayal kurup üstünlük taslayan ve Allah'ı unutan kul ne bedbahttır. Gaflete dalarak gülüp oynayan ve kabirleri ve toprak altında çürümeyi unutan kul ne bedbahttır! Azıp taşkınlık gösteren doğum, ölüm ve ölümden sonrayı unutan kul ne bedbahttır! Din vasıtasıyla dünyayı talep eden kul ne bedbahttır. Dine şüpheler karıştıran kul ne bedbahttır! Hırs ve tamah tarafından kumanda edilen kul ne bedbaht kuldur! Arzu ve isteklerinin kendisini saptırdığı kul ne bedbahttır!’’[1]
Bedbahtlığın nebevi tanımı görüldüğü üzere gayet açık ve nettir. Bedbahtların ilk özelliği Allah Teala’yı unutmalarıdır. Onlar Allah’ı zikirden gafildirler. Tabiat boşluk kabul etmeyeceğinden ötürü Allah’ın zikrinden yana boş olan kalplerini kibir hastalığı darmadağın etmiştir. Bu anlamda bedbahtlıktan kaçınmanın ilk yöntemi olarak zikrullahın önemini işaretlemek gerekecektir. Bedbahtların ikinci özelliği üstünlük taslamaktır. Onlar fani dünya üzerine boş hayaller kurarak, kullara karşı üstünlük taslarlar. Hiç........
© Milli Gazete
visit website