Şafak sökmeden önce
Müslüman milletlerin yaşadıkları ülkelerde insanca yaşayabilmeleri için temel birkaç konunun halledilmesi gerekiyor. Öncelikle bir devlete ihtiyaç var. Rejimi, İslam hukukuna göre düzenlenmiş bir devlet. Yirmibirinci yüzyılda böyle bir devlet tam olarak yok. Adında İslam olan devletler var ama sadece adında. Halkı Müslüman ve rejimi İslam hukukuna göre düzenlenmiş, ortaya koyduğu medeniyet günümüz Batı medeniyetinden üstün olan, böylece bilim ve teknikte karşıtlarından çok ileride olan bir devlet. Böyle bir devletin somut olarak var olabilmesi için öncelikle yöneticisinin tam olarak İslam hukukuna inanmış olması gerekiyor. Yönetici hayatını İslam’a göre yaşayıp halka da ona göre yaşama şartları sunduğunda bir İslam toplumu meydana gelir. Değişimin aşağıdan yukarıya değil yukarıdan aşağıya gerçekleşmesi gerekiyor. Hiçbir toplum, aşağıdan yukarıya değişmemiştir. Değişim geçiren toplumlara bakıldığında hepsinin yukarıdan aşağıya değişim geçirdiği görülecektir. Günümüz yöneticileri halkın adamı olduğuyla övünüyor. Hangi halkın? Olumlu anlamda değişim geçirmemiş bir halkın adamı olmak o halka hiçbir şey vermeyecektir. Kendi kimliğiyle yaşama şeklini beğenmeyip sürekli Batı’ya benzemeye çalışan bir halkın adamı olmak sürekli başkasına benzeme telaşında olan ama kendisi olmayan bir hayat tarzı meydana getirecektir. Kendi varlığıyla yaşamayan başkasının esaretinde yaşamak zorunda kalır. Müslümanların yaşadığı ülkelere bakıldığında bu esaret çok net bir........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Robert Sarner
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon
Mark Travers Ph.d