İnsan yetiştiremeyen eğitim
Herkesin kabul ettiği bir tabir var; “eğitim şart” diye.. Toplumun farklı alanlarında, hayatın farklı safhalarında karşımıza çıkan sorun, aksaklık ve arızaları görünce aklımıza ilk gelen tepki olarak söylediğimiz bir klişeden ötesi değil maalesef. Eğitimin şart olduğunu hemen herkes düşünüyor ve biliyor ama sorumluluk mevkisine gelen neredeyse kimseler de bunun gereğini tam manasıyla yerine getiremiyor.
Türkiye gibi “gelişmekte olan” bir ülkenin adalet, sağlık, eğitim gibi temel alanlardaki altyapı eksiklikleri halihazırda bir sıkıntı iken, bir de buna ilaveten uygulama ve zihniyetteki eksikler sıkıntıları kartopu misali büyütüyor. Özellikle eğitim alanındaki çözülemeyen sorunlar, tüm diğer alanlardaki sorunları da tetikliyor.
Öncelikle adamakıllı bir eğitim stratejimiz var mı, yok mu, ona ikna olabilmiş değiliz gibi gözüküyor. Aklımızda net olarak bir amaç, bir hedef var mı, bilmiyoruz. Ulaşmak istediğimiz noktaya hangi vasıtalarla varacağımıza dair net bir fikrimiz yok sanki.
Eğitimi, sonucunda salt diploma almak olan bir eylem gibi algılarsak, ondan sonra sadece açılan üniversite sayısıyla övünür duruma düşebiliriz. İşin kötüsü bu duruma düşmüş durumdayız da. Niteliği bir kenara bırakıp da nicelikle övünmek akıl karı değil gerçekten de.
Eğitim sistemini eleştirirken “aynı tornadan çıkmış insanlar üretme” argümanı kullanılabilir elbet,........
© Milli Gazete
visit website