Enflasyon Farkı Erimeyi Artırır
Sene sonu yaklaşırken, gelenekselleşmiş olan “asgari ücret görüşmeleri” sezonu da açıldı ve ilk toplantı da dün yapıldı. Aralık ayı toplumda “asgari ücretin belirlendiği ay” olarak algılanır oldu. Normal şartlarda en düşük seviyeyi işaret eden “asgari ücret”in, giderek geneli ilgilendirir hale gelmesi de bu devrin bir alamet-i farikası gibi.
Adı üstünde “asgari” bir seviyeyi yani en alt noktayı referans alan bir ücretin, nasıl olup da “genel geçer” bir ücret haline geldiği nedense konuşulmuyor. Halbuki meselenin nirengi noktası burası. Ücret seviyesinin gündelik koşullara göre düzenlenmesi elbette önemli ama kısa vadeli durum neticede. Esas önemli konu, orta ve uzun vadede genel ücret seviyelerinin gitmekte olduğu noktadır. O nokta da maalesef ki asgari ücrete doğru bir trendi işaret ediyor. İşte toplumsal fakirleşme tam da budur.
“AVM’ler, cafeler, restoranlar tıklım tıklım, boş yer bulunmuyor, caddeler arabadan, trafikten geçilmiyor” argümanı, yaşanan hızlı fakirleşmeyi açıklayamaz. 85 milyonluk bir ülkede 5-10 hatta 15 milyon kişi, toplumun “en zengin” yüzde 20’si diyelim, ekonomik kriz veya buhran döneminde beklendiği üzere daha da zenginleşmiştir. Kapitalizmin doğasında olan bir şeydir bu. Geriye kalan yüzde 80-85’lik kitle ise daha da zor geçinir olmuş, bankalara daha da bağımlı hale gelmiş durumdadır. Karları bir önceki seneye göre kat be kat artan bankalar, bundan karşı çıkan taraftır.
Asgari........
© Milli Gazete
visit website