menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Filistin’in tanınması Demir Duvar Stratejisi’nin bir parçası olabilir mi?

8 5
29.09.2025

İngiltere, Kanada, Fransa gibi ülkelerin Filistin’i tanıma kararı almaları dünya kamuoyunda haklı olarak oldukça büyük ilgi gördü.

Bu ülkelerin aldıkları tanıma kararının gerekçesi olarak ise bugüne kadar çeşitli çevrelerden farklı yorumlar geliştirildi.

Tanıma kararı alan ülkelerin önemli bir kısmının Avrupa menşeli olmasının, Avrupa Birliği’nin zayıflayan etki alanını diplomatik hamlelerle yeniden güçlendirme gayreti olduğu yönündeki bakış açısı dile getirilen yorumlar arasında en fazla öne çıkanı oldu.

Bununla birlikte AB’nin temel referans noktası olarak belirlediği insan hakları, demokrasi, hukuk gibi kavramlar İsrail tarafından açıkça ihlal edilmesine karşın AB’nin İsrail karşısında takındığı teslim olma tavrının AB açısından varoluşsal bir sorgulamayı beraberinde getirmesinin de bu tanıma kararının alınmasında etkili olduğu dile getirildi.

Elbette bütün bu yorumlar dikkate alınması gereken niteliktedir ve kıymetlidir. Ancak meseleyi gerçek anlamda ne denli yansıttığına şüphe ile yaklaşılmasında fayda vardır.

Niçin bunu söyleme ihtiyacı hissediyoruz?

Çünkü 2008’den beri iktisadi krizin etkisinden sıyrılamayan ve krizden çıkışı sağlayacak karizmatik güven veren politik liderlerden yoksun hale gelen AB’nin İsrail karşısında İsrail’e rağmen adım atabilmesi pek mümkün görünmemektedir.

Devlet, para ve orduya hükmedebildiği ölçüde devlettir. Hâlbuki AB uzunca bir süredir büyük ölçüde bu ikisinden de mahrum hale gelmiştir.

Dolayısıyla toplumlar bazında değil yönetimler açısından İsrail’e rağmen İsrail’in aleyhinde........

© Milli Gazete