Uçlar arasında
İnsanın doğasında var zıtlaşmalar, karşılıklı çatışma ve gerilimler. İnsanın kendisi kimi zaman kendisine melek, kiminde de şeytanı oluveriyor. Bir bakıma insanın kendi tercihidir bu. İnsan, sorumlu bir varlık. Akıl ve bilinç ile. Akıl ve inanmışlık insanın kaderinde var. Tercihlerini kendine göre yapıyor. Tercihlerinde başlangıçta ailenin, çevrenin, okulun giderek ilerleyen zamanda ise başka nedenler ve oluşlar devreye giriyor.
Şeytanın var olması, insanın kendini daha iyi bilmesini sağlıyor. Olumsuzlukları ve kötülükleri iyi ve güzel ile karşılaştırıyoruz. Tercihlerimizi ona göre yapıyoruz. Bunlar iradidir, isteğe bağlıdır.
İnsanları bir arada tutan, dinler ve medeniyetlerdir. Büyük kitleler böyle oluşuyor. Çok farklı kültürlere sahip olanlar büyük birliktelikler değil ancak kendileri gibi olabilecek sınırlı kimselerle olabilir. Çıkarlarla ancak bir süre bir arada kalınıyor, bir zaman sonra uzaklaşılıyor.
Büyük medeniyetlerin çatışmaları, gerilimleri daha çok dinî olgular üzerineydi. İnsanlığın tarihi düşünce tarihi olmaktan çıktıktan sonra sömürü ve emperyal olgu bambaşka bir duruma dönüştü. Dinler arasındaki çatışma ve gerilimler manevi kazanımlar ve taraftarlar edinme çabasına dayanır. Haçlı seferleri böyle de tanımlanabilir.
Fakat........
© Milli Gazete
