Sözler neden etkisiz?
Hazreti Mevlâna, Mesnevi’de, “Öğüt miski kime fayda vermiyorsa o, mutlaka kötü kokuya alışmıştır” der. Her dönem kendi tarzını belirliyor, dönemin insanlarıyla. Onlar bulundukları asıl yerlerini, konumlarını ve durumlarını gösteriyorlar. Bu döneme bakılınca eylemlerden çok konuşmalar, bağırışlar, sloganlar, höykürüşler baskın. Herkes her konuda sınırsız ve sonsuz konuşuyor. Konuştukça boşalıyor, boşaldıkça rahatlıyor.
İnsanlığın ciddî sorunları var. Bu, giderek ağırlaşıyor, geleceğe umutsuzluk belirtileri oluyor. Belli olaylar, durumlar insanlığın yaşadığı ve sınandığı anlarıdır. Onların karşısında sonuç alınabilecek girişimler insanlığın geleceği için ya umut ya da umutsuzluk oluyor.
Söz bir başlangıç, bir giriştir. Gene Mevlâna’dan bir beyitle devam edelim. “A gönül, bu söz bağlı bir hâlde geliyor; çünkü söz incidir, kıskançlıktır, değirmen.” (Mevlâna, Mesnevi Şerhi, Gölpınarlı, s. 52). Sözün güzeli incidir. Söz, naif bir çiçektir, narindir. Güzel sözler gönle değince onda bir devinim olur. Bir hoşluk hisseder. Bu, bir coşkuya, bir aşka ve vecde neden olur. İnsanı kanatlandırır. Güzellik muhatabını bulunca karşılıklı bir gönül deryasına açılınır. Gönül bir gonca gül gibi açılır hem güzellik sunar hem de güzel koku. Onda ne aşırılık vardır ne karamsarlık ve umutsuz ne de olumsuzluk. En zor durumda bile........© Milli Gazete
