Nefret dilinin ölçüsü ve sınırı yoktur
Yakın zamanda bu kalemin sahibi olarak, sorumluluk duygumuz ve bilincimiz gereği “Allah’ım aklımızı koru” başlıklı bir yazı yazdım ve yayımlandı. İçinde bulunduğumuz ortamda, gün ve zamanda insanlığın, hele Müslümanların ölçüsü iyice kaçtı. Bu sınır tanımazlık ve ölçüsüzlük kendisiyle sınırlı kalsa bir şey denemez, geçilir gidilir diye düşünülebilir. Öyle olmuyor ne yazık ki. Müslümanlar adına konuşanlar bağlı bulundukları medeniyetin ruhuna uygun olmayan bir aşırılıkla saldırganlaşıyor.
Sevgili Efendimizin Veda konuşması, özellikle Müslümanlar için, insanlık adına bir ölçü olmalı. Aşiret, kabile ve geri kalmışlık ruhuyla geçmişi unutmayan, kin ve öfkeyi içselleştiren, iyice kavi hâle getiren bir tuhaf Müslüman tipi türedi. Kan davalarından, şiddet ve saldırganlıklardan umut besleyenler nedendir bilinmez tam anlamıyla saldırganlaşabiliyorlar. Şu uyarının bugün için bir karşılığı yok mudur dersiniz: “Ashabım! Dikkat ediniz, cahiliyeden kalma bütün adetler kaldırılmıştır, ayağımın altındadır. Cahiliye devrinde güdülen kan davaları da tamamen kaldırılmıştır.” Yeniden cahiliye dönemine özenen, bundan umut ve umur bekleyenlerin bir dili olsa gerektir. Saldırarak korunma gibi.
Müslümanların bugünkü açmazı aralarındaki........
© Milli Gazete
