Film başa sarıyor
Siyasal gelişmeler ve oluşlar neredeyse son otuz yılı aşkın bir zamandır birbirine benziyor. 1991 yılı ve döneminde emperyalizmin başlattığı Orta Doğu savaşında Irak üzerinden ne çok senaryolar üretti. Bunlar da belli kitleler ve ülkeler tarafından ciddîye alındı. Saddam Hüseyin’in uzun menzilli topları, zehirli gazlarının Ankara’ya kadar etkili olacağı bilgileri yayıldı. Bunun üzerine Ankara’ya kadar hemen bütün illerde bunlara karşı tedbirler alınmaya başlandı. Zehirli gazlardan nasıl korunacağına dair uygulamalarda bulunuldu. Tabii bunların tamamı yalandı. Fakat bu, o denli etkili oldu ki Saddam’ın gitmesi ve Irak’ın işgali kaçınılmaz oldu. Türkiye’de bu bağlamda Saddam’ın gidişine ve Irak’ın işgaline sevinildi.
Bugün ise bir benzeri yaşanıyor, Gazze direnişinin etkisizleştirilmesi gene benzer yaklaşımlarla yayılan propagandalarla İran üzerinden yapılıyor. Suriye’de Kalanişkoflarla bir fetih gerçekleştirildi! Lübnan mücahitlerine gidecek olan silahların ve yardımın yolu kesildi. İsrail, bütün dikkatini Suriye üzerine yoğunlaştırdı. Canı istediğinde istediği yerleri bombalıyor, ne hareket alanı bırakıyor ne de umut olabilecek eylemlere fırsat veriyor. Kimi bölgeleri işgal etmiş, kimi yerleri de tam anlamıyla denetimine almış bulunuyor.
Süveyş Kanalı girişine ciddî bir tehlike oluşturan İsrail’i tehdit eden Yemen’e yönelinmiş........
© Milli Gazete
