menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Necip Fazıl’ı tasavvuf nasıl etkiledi?

11 0
11.09.2024

“Abdulhakim Efendi, dönemin ileri gelenlerince de büyük bir mürşitti. Necip Fazıl’ın dehasının köklendiği dünya... oydu Necip Fazıl gibi ele avuca sığmayan, maddi ve manevi talepleri son derece yüksek olan birini müspet bir kalıba sokan!

Necip Fazıl, 1934 yılında Abdulhakim Efendi ile bu tanışma tarihini kendisi için bir milat saymıştı.

Necip Fazıl, bu tanışmadan sonra içinde yaşadığı fildişi kuleyi yıkar; ardından ruhundaki değişime uygun olan ortamın içine girer.

O, Abdulhakim Efendi ile tanışmasını dizelere döker;

“Tam otuz yıl saatim işlemiş, ben durmuşum,

Gökyüzünden habersiz uçurtma uçurmuşum.”

Necip Fazıl, Abdulhakim Efendi’nin elinden tutmasıyla büyük bir değişim geçirir. Bohemin haz dolu dünyasından çıkar; dinin huzur dolu dünyasına girer… 360 derecelik bir dönüş yaparak dünyaya rest çekip; hayatından rahatı, para, servet ve şöhreti çıkararak ebedilik yolunda her çileyi göze alacağı kutlu bir yola girer.

O, asıl kumarını atlara ve kâğıtlara kapılarak değil; şimdi önünde açık duran bitimsiz imkânları terk ederek oynayacaktı.

Necip Fazıl, şeyh elinden kılıç kuşanır…

Abdulhakim Efendi, onun çıkacağı üstatlık makamına duası ile manevi destek olmuş biridir…

Mürşit sözleri ateşten harflerle beynini dağlar;

“Bana yakan gözlerle, bir kerecik baktınız;

Ruhuma, büyük temel çivisi çaktınız.”

………………………………………………………….

“Allah dostunu gördüm, bundan altı yıl evvel;

“Bir akşamdı ki, zaman, donacak kadar güzel.”

Muradı buydu onun… dirilmişti onunla…

Necip Fazıl, artık zikir ve tevhidin hakiki zevkini tatmış bir müritti!

Onun ‘Ulu Nazar’ olarak nitelediği Abdulhakim Efendi her şeydi;

“Benim kurtarıcım, müjdecim, mürşidim, şeyhim, nurum, ruhum, canım, topyekün hayatım.”

Abdulhakim Efendi, Necip Fazıl’ı yermeye çalışan birine kızar;

“Necip’ime laf söyletmem…”

Sana uydum, yeniden doğdum ben!

Mürşidi ile kavuşma sonrası üstün ahlak felsefesini savunan tiyatro eserlerini arka arkaya yazar;

“Onu ilk tanıdığımda büyük bir buhran geçirmiş ve sonunda Bir Adam Yaratmak piyesi ile Çile şiirini yazmıştım.”

Hakka giden........

© Milli Gazete


Get it on Google Play