Gıda Pandemisi
Bir ailenin topluca zehirlenmesiyle başlayan ürpertici süreç birkaç gün içerisinde neredeyse “gıda pandemisine” dönüşmüş durumda. Art arda gündemimize düşen toplu zehirlenme vakaları içimizdeki derin şüpheyi yeniden uyandırdı: “Biz gerçekten ne yiyoruz?” Aslında içten içe biliyoruz ki mesele yalnızca yanlışlıkla bir maddenin gıdaya karışması ya da yanlışlıkla bir maddeye maruz kalmak/bırakılmak değil. Çok daha derin, çok daha sistematik bir çürüme ile karşı karşıyayız.
Temiz, sağlıklı ve helal gıdaya ulaşmak bir lüks haline geldi. Sokakta aldığımız sudan korkar olduk. Kahveye konan su sandığımız şey deterjan çıkabilir hale geldi. İnsan hayatı bu kadar umursanmaz durumda. Neye maruz kaldığımızı gerçekten bilmiyoruz. Hızlı bir zehirlenme yaşamıyorsak bile uzun vadede zehirlendiğimizi biliyoruz. En basitinden içtiğimiz sular… Plastik şişelere doldurulan, günlerce güneş altında bekleyen, sonra fahiş fiyatlarla bize satılan suları içiyoruz. Firmalar bu suları pazarlayabilmek için su kaynaklarımızı tüketiyor; geleceğimiz hunharca harcanıyor. Ne sağlığımız ne yarınlarımız düşünülüyor. Bir yandan........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Penny S. Tee
Gideon Levy
Waka Ikeda
Grant Arthur Gochin
Tarik Cyril Amar