menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Faizler, Çipler ve Yeni Dengeler

20 0
15.12.2025

Küresel ekonomi, iktisat tarihçileri tarafından muhtemelen “Büyük Sıkılaşma” ve “Jeopolitik Ayrışma” dönemlerinin aynı anda esnediği kritik bir kırılma anına tanıklık ediyor.

Uzun süredir dünya ekonomisini iki ana korku yönetiyordu: Enflasyon canavarı ve ABD-Çin hegemonya mücadelesi. İlki merkez bankalarını faizleri tarihi zirvelere çekmeye zorlarken, ikincisi küresel tedarik zincirlerini “ulusal güvenlik” gerekçesiyle parçalıyordu. Ancak son dönemde hem Washington’da hem de Ankara’da alınan kararlar, ideolojik katılıkların yerini yavaş yavaş “ekonomik pragmatizme” bıraktığını gösteriyor.

Mevcut konjonktürün fotoğrafını doğru okumak için üç kritik kareyi birleştirmemiz gerekiyor: Fed’in faiz politikası, TCMB’nin faiz indirimi hamlesi ve ABD yönetiminin Nvidia kararı. İlk bakışta birbirinden bağımsız görünen bu olaylar, aslında küresel sistemin yeni bir geçici uzlaşı arayışının parçalarıdır.

Parasal Senkronizasyon ve “Yumuşak İniş” Israrı

Öncelikle para politikasına odaklanalım. ABD Merkez Bankası (Fed), politika faizini aşağı çekerek piyasalara kritik bir sinyal gönderdi. Bu karar, ABD ekonomisinin resesyona girmeden enflasyonu dizginleyebileceği “yumuşak iniş” senaryosuna olan inancın tescilidir. Fed, küresel piyasalara şu mesajı veriyor: “Likidite musluklarını, büyüme durmadan önce kontrollü bir şekilde açıyoruz.”

Tam bu noktada, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) hamlesi sahneye çıkıyor. TCMB, politika faizinde yaptığı 150 baz puanlık indirimle dikkat çekici bir adım attı. Küresel faiz hadlerinin aşağı yönlü seyri, TCMB’ye manevra alanı açarken, bu durum gelişmekte olan piyasaların kaderinin, merkezdeki likidite döngüsüne ne denli göbekten........

© Milat