Mustafa Kemâl'in uydurma şecereleri ve hakîkî mensûbiyeti (94)
Dîğer gazetelerde Mehmed Âkif’in vefâtı ve cenâzesi
Matbûâtın geriye kalanı da prangalı olmakla berâber, bunlardan bâzıları, bu husûsta, “Yarı-Resmî Gazete” kadar lâkayd davranamıyorlar. Ne de olsa, halka hitâb ediyorlar ve beyin yıkıyan Maârife ve Resmî Propagandaya rağmen, halkın geniş bir kesimi, en yüksek mânevî değerleri temsîl eden Mehmed Âkif’i unutmamıştır, onu candan sevmektedir. Nitekim Totaliter Rejimin cenderesi içinde yetişmiş Üniversite gencliğinin (ağırlıklı olarak Edebiyât talebelerinin) Âkif’in cenâzesine ve eserine gösterdikleri samîmî alâka, bu hâlin bir tezâhürüdür.
Mâmâfih, Ulus bir tarafa, dîğer gazetelerden bâzıları Mehmed Âkif’in vefât ve cenâze haberlerine nisbeten geniş yer vermiş ve onun hakkında mültefit makâleler neşretmişlerse de, gazetelerinin patron ve başmuharriri sıfatını hâiz hiçbir kalemden Rahmetli hakkında tek satır çıkmamıştır! Meselâ Cumhuriyet sâhibi Yunus Nadi, Kurun (Vakit) sâhibi Mehmet Asım Us veyâ Hakkı Tarık Us, Haber – Akşam Postası sâhibi Hasan Rasim Us, Tan sâhibleri Ahmet Emin Yalman ve Sertel’ler, Akşam sâhibi Necmettin Sadık (Sadak), v.s. Dîğer taraftan, o gazetelerde çalışan muharrirler arasında Âkif’i samîmiyetle takdîr eden ve ona muhabbet besliyenlerin de bulunduğu, bunların, gazetelerinin siyâsetine bir nebze têsîr etmiş oldukları düşünülebilir…
Biz, devrin gazetelerinden Kurun, Haber – Akşam Postası, Yeni Asır, Akşam, Son Posta, Cumhuriyet ve Tan gazetelerini inceleme imkânı bulduk. Bunlardan Tan üzerinde genişçe duracak, dîğerlerinden kısaca bahsedeceğiz. (Başlıca kaynağımız, “İstanbul Üniversitesi Gazeteden Tarihe Bakış Projesi” sitesinden ulaşılan gazetelerdir: https://nek.istanbul.edu.tr/ekos/GAZETE#gazete; 8.5.2025)
Kurun
Mehmed Âkif’in vefâtı, Us kardeşlerin Kurun (daha evvel Vakit) gazetesinin 28 Aralık 1936 târihli nüshasının birinci sayfasında, sağ üst tarafta, bir portre fotoğrafıyle berâber veriliyor: “Mehmet Akif öldü… İstiklâl marşı şairi yarın şehitliğe defnedilecek…”
Kurun’un haberinin Milletin hissiyâtına tercümân olan bir kalemden çıktığı bellidir:
“Bugün okuyucularımıza büyük bir kayıbı haber vermekle elem duyuyoruz. Her gün, her yerde, merasimde veyâ hususî toplantılarımızda millî heyecanımızı ifade vaziyetlerinde hürmetle söylediğimiz İstiklâl marşını yazmış olan büyük ve değerli şair Mehmet Akif dün gece gözlerini hayata kapamıştır.”
Haber, hastalığın seyri hakkında verilen îzâhatla ikinci sayfada devâm ediyor, Şâirin edebiyâtımızda işgâl ettiği orijinal mevk̆ie dikkat çekildikden ve son sıralarda yazdığı kısa bir şiiri nümûne olarak takdîm edildikden sonra, cenâzesi hakkındaki bilgi ve Merhûmun dâmâdlarına tâziyede bulunarak nihâyete eriyor:
“Çanakkale manzumesini ve İstiklâl marşını şeref ve gurur duyarak söyliyen herkesin, şaire karşı son hürmet vazifesini yapacağı muhakkaktır. [Bu cümleyi Gazetedeki tertîb karışıklığını düzelterek iktibâs ettik.]
“Damatları Balıkesir saylavı Hayrettin Karan’a, muharrir arkadaşımız Ömer Rıza Doğrul’a, diğer akrabasına ve bütün millete taziyetlerimizi bildiririz.” (Kurun, 28.12.1936, s. 1 ve 2)
Kurun’un bir sonraki nüshasında,........
© Milat
