Mustafa Kemâl'in uydurma şecereleri ve hakîkî mensûbiyeti (192)
“Şapka inkılâbından sonra dîğer bir arkadaşımızın, Ankara Vâlisi Yahyâ Galip Bey’in bir ziyâretini hatırlarım. Aynı zamânda meb’us olarak bulunan Yahya Galip Bey de çok yakınımızdı. Bir teklifi vardı. ‘Nedir?’ dedim. ‘Şapkanın orta yerine bir Ay-Yıldız koyalım; dîğer milletlerden farkımız belli olur.’ dedi. Teklif bu! Yahya Galip Bey’e: ‘Canım, biz bunları farkımız olmasın diye yapıyoruz, sen ne teklif ediyorsun!’ diye çıkıştım.” (İnönü’nün Hâtıraları; Ulus gazetesi, 5 Nisan 1969; İ. İnönü, Cumhuriyetin İlk Yılları I -1923/1938-, İstanbul: Cumhuriyet Gazetesi Yl., 1998, s. 83)
***
“Avrupa Medeniyetinin coşkun seli karşısında mukâvemetin beyhûde olduğunu” îlân eden bir “antiemperyalist”!
Bu muhâkemeyle, Mustafa Kemâl, 28 Ağustos 1925’te, İnebolu Türk Ocağı’nda îrâd ettiği nutkunda, Avrupa Medeniyetinin bir sözcüsü gibi konuşuyor, kendisi gibi Anadolu Milletini de ona tamâmen teslîm olmıya dâvet ediyor ve “Avrupa Medeniyetinin coşkun seli karşısında mukâvemetin beyhûde olduğunu” îlân ediyordu:
“…Türkiye Cumhûriyeti halkı, fikriyle zihniyle medenî olduğunu isbât ve izhâr etmek mecbûriyetindedir. Medenîyim diyen Türkiye Cumhûriyeti halkı âile hayâtıyle, yaşayış tarzıyle medenî olduğunu göstermek mecbûriyetindedir. Velhâsıl medenîyim diyen Türkiye’nin, hak̆îkaten medenî olan halkı, baştan aşağıya vaz’-ı hâricîsiyle dahi medenî ve mütek̃âmil insanlar olduğunu fiilen göstermeğe mecbûrdurlar. […]
“Hanım ve Bey arkadaşlarım! Size mâl̃ûmunuz olan bir hak̆îkati kısa bir cümle ile tekrâr arz edeceğim; beni mâzûr görünüz! Medeniyetin coşkun seli karşısında mukâvemet beyhûdedir! O, gâfil ve itâatsizler hakkında çok bîamandır! Dağları delen, semâlarda pervâz eden, göze görünmiyen zerrâttan yıldızlara kadar her şeyi gören, tenvîr eden, tedk̆îk̆ eden medeniyetin muvâcehe-i kudret ve ulviyetinde kurûn-i vustâî zihniyetlerle, iptidâî hurâfelerle yürümeğe çalışan milletler mahvolmağa veyâ hiç olmazsa esîr ve zelîl olmağa mahk̃ûmdurlar. Hâlbuki Türkiye Cumhûriyeti halkı müteceddid ve mütek̃âmil bir kitle olarak ilelebed yaşamağa karâr vermiş, esâret zincirlerini ise târîhte nâmesbûk kahramanlıklarla parça parça etmiştir.” (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Ankara: Atatürk Araştırma Merkezi Yl., 2006, II/220-222; Ayın Târîhi, Eski Seri, No 18, ss. 469-472)
Burada “Medeniyet” sözünden “Avrupa Medeniyeti”ni (ki bu,........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Gideon Levy
Penny S. Tee
Mark Travers Ph.d
John Nosta
Daniel Orenstein