Mustafa Kemâl'in uydurma şecereleri ve hakîkî mensûbiyeti (102)
27 Aralık 1938, Mehmed Âkif’in vefâtının ikinci seneidevriyesi idi. Tan’ın o günki nüshasında, Mehmed Âkif’ten bahis yoktur. Günün mes’elesi, CHP Kurultayı’nda, İnönü’nün “tam ittifâkla ‘değişmez’ Genel Başkan seçilmesi”dir. Bu haber, birinci sayfanın tamâmını işgâl ediyor. Bu meyânda, Mehmet Zekeriya Sertel, her zamânki ikiyüzlülüklerine muvâfık bir başmakâle kaleme almış, Kemalist Totaliter Rejimin bu yeni tezâhürünü dahi, Demokrasinin zaferi olarak alkışlamaktadır.
Parti Kurultayının Kararı: Halk Partisinin Değişmez Başkanı İsmet İnönüdür…
“Cümhurreisinin sözleri, halk hâkimiyeti ve demokrasi düsturunun bu topraklarda ne kadar sağlam olduğunun yeni bir delilidir. İlh…”
Başmakâle, Ahmet Emin Yalman’ın değil, Zekeriya Sertel’in kaleminden çıkmıştır. Çünki hissesini vererek Yalman’ı Gazeteden ayırmışlardır. Bunun başlıca bir sebebi de, Yalman’ın 7 Ağustos 1938 târihli Tan’da “Türk Kalb ve Ruhlarını Birleştiren Sevgi Bağları” başlığıyla neşrettiği makâlede “Ebedî Şef”in ölümcül hastalığını ifşâ ettiği için, Gazetenin neşriyâtının Hükûmet tarafından bir müddet durdurulmuş olmasıdır. Bâzı fikrî ihtilâflara ve aralarındaki menfâat çekişmelerine bu -muvakkaten de olsa- kapatılma hâdisesi tuz-biber ekmiş, Yalman, sermâyesiyle berâber Gazeteden ayrılmıştır. O, bir müddet sonra (19 Ağustos 1940) kendisinin Vatan gazetesini canlandıracak, bu gazete, 1962 senesine kadar ayakta kalacaktır. Tan ise, Sertel’ler ile Halil Lûtfü Dördüncü ortaklığında, 8 Kasım 1938’den îtibâren tekrâr neşriyâta başladı.
Tan’ın 28 Aralık 1938 târihli nüshasının 2. sayfasında, iki resim ve bunların alt yazısı ile, “Yüksek Muallim Mektebinde Mehmet Akifin ölüm yıldönümü münasebeti ile bir ihtifal yapıldığı” haber veriliyor. 5. sayfada ise, “sabah saat onda Akifin Edirnekapı’daki mezarının ziyaret edilerek yaptırılması takarrür eden mezarının ilk taşının atılacağı” ve “akşam saat 8.30 da da Üniversite konferans salonunda ihtifal yapılacağı” kaydediliyor. Yine aynı nüshanın 5. sayfasında, dâmâdı Ömer Rıza Doğrul, dört sütûn üzerine yazılan ve Merhûmun portre fotoğrafını ihtivâ eden “Mehmet Akif’in İkinci Ölüm Yıldönümünde” başlıklı bir makâleyle, onun şahsıyeti hakkında kendi müşâhedelerini anlatıyor. Bu, ana hatlarıyle, bir “Dirâyetci Müslüman” şahsıyetidir. Hayrân olunacak, nümûne ittihâz edilecek bir şahsıyet:
Ömer Rıza Doğrul’un kaleminden Mehmed Âkif’in şahsıyeti
“Fani varlığı geçen iki yılın gündüzleri ile geceleri arasında uzaklaşmış gibi görünen o eşsiz simanın, gün geçtikçe daha çok sevildiğini, kıymeti daha çok anlaşıldığını, seciyesi daha çok takdir........
© Milat
