Öğrenci Ordusu!
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yükseköğretim Akademik Yılı Açılış Töreni’nde, “2002 yılında 76 olan yüksek öğretim kurumu sayısı bugün itibarıyla 208’e ulaştı. Yine bu dönemde öğrenci sayısı 2 milyondan 7 milyonun üzerine çıktı” dedi.
Üniversite öğrencisi sayısının 7 milyonun üzerinde olduğunu bu vesileyle öğrendik.
Sayın Cumhurbaşkanı, Şubat 2021’de, şunları söylemişti:
“Üniversite sayımızı 77’den 207’ye çıkardık. Almanya’dan çok çok ilerideyiz, onu söyleyeyim.
Merkel’e (O zamanki Almanya Başbakanı), ‘8 Milyon 400 bin üniversite gençliğimiz var!’ deyince, şöyle bir ‘üff!’ dedi.”
Konuya doğrudan gireyim ve görüşümü ortaya koyayım.
“Bu kadar çok üniversite öğrencimiz olmamalı, bence.
Hayata daha erken yaşlarda atılanların oranı çok daha fazla olmalı!”
Konuya ilişkin görüşlerimi zaman zaman dikkatlerinize arz etmeye çalışıyorum.
Eğitimcilerin söyledikleri değerlendirmelerimi sabitleştiriyor.
İş dünyasından gelen tepkiler de öyle.
İzah edeyim:
Üniversitelerimiz, ancak alttan gelen gençler sağlam eğitim almışlarsa başarılı olabilir.
Akademisyen sayısını arttırmanın, kadın öğretim elemanı sayısını OECD ortalamasının 1 puan üzerine çıkartmanın “kaliteye” etkisi ne kadardır bilemiyorum.
Bildiğim, şu “12 yıl eğitim mecburiyeti”nin eğitime büyük zarar verdiğidir.
İş kaynakta bozuluyor, yani.
Konuştuğumuz eğitimcilerin kahir ekseriyeti “6 yaşından 18 yaşına kadar mecburi eğitim”in hiç de iyi sonuçlar vermediğini söylüyor.
Sayın Numan Kurtulmuş, “Şu anda, tabiri caizse üniversiteli öğrenci ordumuz var.” dedi ya…
Alttan gelenler itibarı ile de, “mecburi eğitimden geçirilen” öğrenci ordumuz var.
Tam 12 yıl!
Lise mezunlarının kahir ekseriyeti, malûmunuz, “mesleksiz” olarak çıkıyor okuldan.
12 yıl boyunca hayattan “bir ölçüde” kopmuşsunuz.
Zil çaldı, zil çaldı.
Kızlı, erkekli…
Haydi kantine, haydi sınıfa.
Sus oğlum, sus kızım.
Veli toplantısı, bayram hazırlığı, ara tatil, baba tatil…
Sınav, sınav…
Bir hengame.
Lisede, “sınavdan çakmamak için” çalışılanların çoğu unutulup gidiyor.
Ezberle, geç.
Gerçekten okumak isteyen çocuklar da var........
© Milat
visit website